"21. Yüzyılda İnsan Haklarının Geleceği" konulu uluslararası ombudsmanlık konferansı Ankara'da başladı
Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumunca Sheraton Otel'de düzenlenen, iki gün sürecek "21. Yüzyılda İnsan Haklarının Geleceği" konulu uluslararası konferansın açılışında konuştu.
Avrupa Birliğinin (AB) "İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesinde Ombudsmanlığın Rolünün Güçlendirilmesi Teknik Yardım Projesi" kapsamında bir arada olduklarını belirten Malkoç, iki gün sürecek toplantıda 21'inci yüzyılda insan haklarının geleceğini tartışacaklarını söyledi.
Toplantıya 41 ülkeden 70'e yakın ombudsman ve insan hakları savunucusunun katıldığını bildiren Malkoç, "4 oturumda 40'a yakın arkadaşımız konuşacak. Tecrübe paylaşımında bulunacağız." dedi.
Dört oturumun yarın başlayacak ilk toplantısında dijitalleşmenin insan hakları üzerindeki etkisini tartışacaklarını belirten Malkoç, ikinci oturumda savaş, çatışma ve göç ortamında insan haklarını, üçüncü oturumda Kovid-19 sürecinde insan hakları ihlallerini, dördüncü ve son oturumda ise 21'inci yüzyılda insan haklarının korunması ve gelişmesinde ombudsmanların rolünü masaya yatıracaklarını dile getirdi.
Kamu Denetçiliği Kurumunun çalışmalarına başlamasının onuncu yılı olduğunu vurgulayan Malkoç, şöyle devam etti:
"Aramızda çok farklı ülkelerden ombudsmanlar var. Belki onlarda yirminci, otuzuncu yıl olmuş olabilir ancak şunu ifade edeyim biz bu on yılda çok önemli mesafeler aldık. Hakikaten denetçi arkadaşlarımızla, kurumumuzda çalışan uzmanından diğer bütün görevlilere varana kadar bütün arkadaşlarımızla çok sıkı çalışmalar sonucunda çok önemli mesafe aldık. Dünyadaki ombudsmanlar arasında Türkiye ombudsmanları faaliyetleriyle, raporlarıyla, yaptığı organizasyonlarla hissedilir bir noktaya geldi. Emeği geçen bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Ombudsmanların klasik çalışma alanı, idareyle insanlar arasında ortaya ihtilaflar çıktığında bunu mahkemeye intikal etmeden dostane şekilde çözmek, çözüme ulaştırmak. Yani devlet, millet kaynaşmasını temin etmek. 10 yıl zarfında 207 bin 403 yazılı şikayet başvurusu aldık. Bu başvurulardan 205 bin 639'unu karara bağladık. Yazılı başvuruları karara bağlamamızın yanı sıra, özellikle mail yoluyla, mektup yoluyla, faksla telefonla veya kurumumuza gelerek yüz yüze 1 milyona yakın insan bize müracaatta bulundu. Onlara hukuki destekte bulunduk, yol gösterdik ve yardımcı olduk."
Kurumun önemli faaliyetlerinden birisinin de üniversitelerle yaptıkları çalışmalar olduğuna değinen Şeref Malkoç, Türkiye Ombudsmanlığı olarak sivil toplum kuruluşlarıyla, medyayla, üniversitelerle çok yakın birliktelikleri olduğunu ve çok önemli programları birlikte yaptıklarını söyledi.
Türkiye'de üniversitelerde 8 milyon öğrenci olduğunu hatırlatan Malkoç, "Bu öğrencilere öğrencilik yıllarında hukukun üstünlüğünü, hak arama yollarını, demokrasinin gelişmesini anlatabilirsek, onlar da iş hayatına atıldığında öyle zannediyorum hem hak arama yolları konusunda hem de hukuk konusunda daha da bilinçli olacaklardır. İşte bu anlamda 150 üniversitede ombudsmanlık kulüpleri kurduk. Bu yılın başında üniversiteler başlamadan bir ay önce bu üniversitelerdeki kulüp başkanlarını bir haftalık eğitime aldık. Üniversitelerde ombudsmanlık konusunda arkadaşlarını nasıl bilgilendirecekler, öğrencilerle üniversite yönetimi arasında ihtilaflar çıktığında buna nasıl çözüm bulmaya çalışacaklar, bu anlamda onları eğitime tabi tuttuk." diye konuştu.
- "Ombudsmanların rolü ve sorumluluğu da gittikçe ağırlaşmaktadır"
21'inci yüzyılın savaşların, çatışmaların, göçün, iklim sıkıntılarının, çevre sorunlarının çokça yaşandığı bir yüzyıl olduğunu vurgulayan Malkoç, bu anlamda ombudsmanlara çok önemli görevler düştüğünü dile getirdi.
"Bunun için, bu tür toplantılardan edineceğimiz tecrübe, kendi ülkemizdeki iklim konusunda çalışan veya çevre konusunda duyarlılığı olan veya göçmenler konusunda gayret sarf eden birçok kuruluşa öncülük yapacaktır." diyen Şeref Malkoç, şunları kaydetti:
"Bu anlamda ombudsmanların rolü ve sorumluluğu da gittikçe ağırlaşmaktadır. Ama ben şuna inanıyorum ki biz ombudsmanlar olarak, insan hakları savunucusu olarak bu konuda gereken gayreti gösterip toplumlara öncülük yapacağız. Ben bu kanaatteyim, umut ediyorum bunu hep beraber başaracağız. Çünkü savaş insanlık için bir felakettir, esas olan barıştır. Biz şu açıdan şanslıyız, toplumlara, insanlarımıza hukuku ve hakkaniyeti ve hak arama yollarını anlatıyoruz. Bu açıdan bütün ombudsman arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Umut ediyorum bu tecrübe paylaşımından sonra her birimiz ülkelerimizde bu anlamda daha etkin ve daha çok faaliyette bulunacağız."
Kamu Denetçiliği Kurumunun, Türkiye'de yaşanan sıkıntılarla ilgili bazı raporları bulunduğunu bildiren Malkoç, Türkiye'nin, dünyada en fazla göçmen barındıran ülke olduğuna dikkati çekti. Türkiye'de 3,5 milyon civarında Suriyeli olduğunu anımsatan Malkoç, Türkiye'deki Suriyelilerle kapsamlı bir rapor hazırladıklarını belirtti.
Bakanlıkların ve kurumların bu rapordaki önerilerin büyük çoğunluğunu yerine getirdiklerini söyleyen Malkoç, şöyle devam etti:
"Pakistan'dan, İran'dan, Afrika'dan, Suriye'den, Irak'tan gelip Türkiye'de bulunan göçmenlerin bir kısmı Ege Denizi üzerinden Yunanistan'a, oradan da Avrupa'ya geçmek istiyor. Ege Denizi'ne açılan bu göçmenlerin Yunan kolluk kuvvetleri tarafından yakalanıp çok büyük eziyetlere ve insan hakları ihlallerine muhatap olduklarını gördük. Yunan kolluk kuvvetlerinin bu mağdur, mazlum insanlara yapmış olduğu vahşeti anlatan bir rapor hazırladık. Bu raporu hazırlarken yüzlerce göçmenle, bu mağduriyeti yaşayan göçmenlerle ve ölenlerin yakınlarıyla görüştük. Umut ediyorum ki bu yayınlar, bu çalışmalar, bu gayretler 21'inci yüzyılda insan haklarının daha kamil manada uygulanmasına sebep olacak."
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Philippe Leclerc ile Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı da açılış nedeniyle görüşlerini aktardı.
Konuşmaların ardından toplantı, "21'inci yüzyılda insan hakları sorunları" oturumu ile devam etti.
ANKARA (AA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.