Psikolojide; belli bir durum karşısında otomatik olarak yani düşünmeksizin ortaya çıkan eylemlere alışkanlık denir. Alışkanlıklarımız bizi biz yapan eylemlerdir desek yanlış olmaz. Aynı zamanda alışkanlıklarımız, davranışlarımızı yöneten bir yönetici gibidir. Çünkü biz tüm yaşantımızı alışkanlıklarımıza göre sürdürürüz. Eğerki günlük yaşantımızda mutsuz olduğumuz ya da başarısız olduğumuz durumlar var ise onunla ilgili alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Çünkü alışkanlıklarımız davranışlarımızı belirler. Davranışlarımızı direkt değiştiremeyiz. Önce alışkanlıklarımızı değiştireceğiz sonra davranışlarımız kendiliğinden değişecektir. Örneğin ben ne zaman mutsuz olsam ya da başarısız olsam o konu ile ilgili alışkanlıklarımdan başlarım değişime. Sonuçta değişmek için değiştirmem gereken davranışlarımdır, bilirim.
Küçük yaşlarda başlayan ve son nefesimize kadar devam eden bu eylemleri değiştirmek aslında çokta kolay değildir. Hele ki belli bir yaşa geldikten sonra alışkanlıkların değişimi çok daha zor olacaktır. Halk arasında da bilinen “ Can çıkmadan huy çıkmaz.” sözü de bunu doğrular niteliktedir. Küçük yaşlarda edinmek ne kadar kolaysa yaş ilerledikçe değiştirmekte bir o kadar zordur. Zorlanmamak için zamanında doğru alışkanlıklar edinmemiz şarttır. Tabi alışkanlıklarımızı değiştirmek zordur ancak imkânsız da değildir. Azim ile bu başarılabilir.
Küçük yaşlarda doğru alışkanlıklar edinmek ileriki yaşlarda bize güzel bir hayat yaşama şansı verir. Mesela küçük yaşlarda diş fırçalama alışkanlığı edinmişsek, ileriki yaşlarda sağlıklı dişlerimiz olacak demektir. Yani diş kaybetme korkumuz olmayacaktır. Günlük kitap okuma alışkanlığı kazanmışsak insan ilişkilerimiz daha güzel ve anlaşılır olacağı anlamına gelir. Hem kendimizi daha rahat ifade edebiliriz hem de karşımızdaki kişinin anlattıklarını daha doğru anlayabiliriz. Düzenli uyku alışkanlığı çok küçük yaşlarda edinilmişse bu sağlıklı bir yaşam demektir.
Çocuklarımıza ilkokul çağlarında kazandırılacak en önemli alışkanlıklardan bir tanesi de günlük düzenli ders çalışma alışkanlığıdır. Gireceği sınavlarda uzun süre sessizce, kalkmadan, soru sormadan soruları çözmesi ve dikkatlice teste odaklanması gerekmektedir. Bu alışkanlıkları kazanmamış bir bireyin bunu başarması çok zor olacaktır. Belli bir süre sonra sıkılacak ve soru sormak için masadan kalkmak isteyecektir. Ancak sınavlarda da soru sorması, yerinden kalkması mümkün değildir. Sınav esnasında dikkatim dağıldı gibi bahaneler üreten öğrencilerin ortak sorunu da bu konudur. İlkokul birinci sınıftan itibaren bu alışkanlık kazandırılmalıdır. Bilmenizi isterim ki kendi başına ve sıkılmadan ders çalışma alışkanlığı ilerleyen yaşlarda çok zor ediniliyor. Bu yüzden ilkokul çağlarında doğru yönlendirmeler ve herkes tarafından kabul gören alışkanlıkları çocuklarımıza kazandırmak zorundayız.