Millet sözünü anlamak için önce Millet olmak gerekmez mi. Onun kutsallarına, kıymet verdiklerine ve değerlerine bakmak iyi anlamak, saygı duymak gereklidir.
Bu Satan, Millet, Bayrak, Ezan, Cami, Minare ve Bu aziz Millete hizmet edenler siyasete malzeme edilemeyecek kadar kıymetlidir.
Kâbe çevresinde yıkım olacağını duyduğun da üniformamı giyer gelirim diyenlere ve Kutsal saydığımız değerlerimize saygı duymak lazım.
Bayrak yerinden söküldüğünde yüreği dağlanmayanda, şehit olan kardeşlerimize içi yanmayanda, geçmişte bu vatana ve dine hizmet edenlere hakaret edildiğinde içi acımayanda bu Milleti anlamamış ve Millet kavramının içini boşatmıştır olur.
Millet odur ki değerlerine yanlış yapıldığında, hakaret edildiğinde ve elinden alınmaya çalışıldığında bir bütün olur ve emanetine sahip çıkar, tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi. 15 Temmuz’un dışında hiç bir değer için bir araya gelemedik neden bir arada değiliz. Neden doğrularımız hep başkalarının doğruları ile çakışıyor daha kendi içimizde bir birliktelik sağlayamamışken Türk ve İslam dünyasına nasıl ışık olmayı kendimize hedef seçtik anlayamıyorum.
Kendine ışık tutamayan bir topluluktan rehber olması beklenir mi.” Birlikten kuvvet doğar”, ”bir elin nesi, iki elin sesi var ”diye bizlere nasihat edenler neden bu şekilde davranış sergiliyorlar peki.
Bu Milleti ahmak sananlar, ya bu milleti iyi anlamamış ya da tarihten bir haber hayat sürmüşler.
Bu necip Millet tarihinden aldığı güç, örf anane ve inancı ile hala içinde Nene Hatunlar, Atatürkler, Türkeşler, Erbakanlar, Mehmet Zahit Kotkular, Esat Efendiler, Süleyman Hilmi Tunahanlar, Bedüyyüzzamanlar, Abdullah Çetin Farukiler barındırmakta. İdarecilerinden bunu görecek göz, anlayacak akıl, yaşayacak beden beklemekte.
Kişisel ihtiraslar uğruna bunlar bilinmesine rağmen yapılmıyor işte ben buna yanıyorum.