Dün, geçtiğimiz gün, bugündü. Ondan önce de yarınımızdı. Bugün ise yarın itibariyle dün olacak. Zaman durmayacak, hiçbir ses hiçbir yankı bir an olsun susmayacak. Günler birer tarihe dönüşürken değişen sadece aktörler olacak ve biz buna, durup düşündüğümüzde, yalnızca tekerrür diyeceğiz. Hatalar gibi zaferler de tekerrür edecek çünkü neye zafer, neye hata, neye zulüm dediğimiz değişmedi değişmeyecek.
Acının ortak bir dil olduğunu savunacağız fakat acılara çare bulamayacağız. Aşksız ve paramparça dünya. Bölük bölük insanlar ve yarım. İnancın saflığıyla ilerliyor zaman. Dün olduğu gibi ve yarın olacağı üzere. Aşk ile sevebilmek diyor büyük yazarlar, bir güzelliği sevebilmek, bir bütünü. Savaş vermek, dövüşebilmek o güzellik ve o bütünlük uğruna. Bu bütünlük bozmak istenir sahip olamayanlarca, kıskanırcasına. Bir çok kez kırmaya çalışılır dallarımız. Sen misin sevdiğimiz o kavga? Sen o kavganın güzelliği misin yoksa? Bu güzellik belki bir vatan toprağında bir demet çiçek, belki üzerine döşenen tuğlalara rağmen, bir solan çiçek için yeniden ve yeniden açabilmektir o tuğla üzerinden defalarca. Değişmiyor, değişmeyecek. Bitmeyecek, o çiçek hiç solmayacak ve tükenmeyecek biz ona Mehmetçik dedikçe sonu gelmeyecek. Aşk ile sevebilmek: Toprağa vatan diyebilmek. Aşk ile giyebilmek: O üniformayı namus bilmek. Birçok kez korku yaymaya çalıştılar, birçok kez boğdular zamanı ve ölümlediler insanları, toplulukları. Yılmadık, yıkılmadılar. O çiçek, kokusunu korkuyla salmadı hiçbir zaman, boynu bükülmedi ve solmadı.
Yazmış işte şair “ Geçtiğimiz ilk nehirlerden beri suyun ayakları olmuştu ayaklarımız, ellerimiz toprağın eli. Türküler söylerdik aynı sesten, aynı yürekten, aynı telden. Dağlara biz vermiştik morluğunu, henüz böyle yağmalanmamışken gençliğimiz. Ne gün batımı ölümlerin üzüncüne, ne tan atışı doğumların sevincine.” Ve ekliyor. “Bugünlerden geriye bir yarına gidenler kalır, bir de yarınlar için dövüşenler. Yürek imgelerin ulaşılmaz doruğunda. Ey her şey bitti diyenler! Korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler! O dağlarda direnen çiçekler henüz elveda demediler. Bitmedi sürüyor o kavga ve sürecek. “
Evet o kavga sürecek, tarihin tekerrürünü durdurup şehit verilen Mehmetçiklerin isimleri hafızalara kazınana dek. Unutulmayacak ve sürecek. EMRAH PEKDOĞAN VE FERHAT BOZKURT başta olmak üzere TÜM ŞEHİTLERİMİZİN RUHUDU ŞAD OLSUN.