ENFLASYON CİDDİ PROBLEM OLDU
Ersan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Türkiye ekonomik tarihinde enflasyon sürekli yapısal problemlerden birisidir. Yakın dönem Türkiye tarihinde 1971'den başlayarak 34 yıl süren çift haneli verilerin görüldüğü enflasyonist bir süreç yaşandı. 2000'li yıllarda tek haneli oranlara düşse de 2010'lu yılların sonunda döviz kuru ve fiyat pahalılığı nedeniyle enflasyon yeniden ciddi problemlerden biri halinde geldi. Türk lirasının değer kaybı, yüksek enflasyon, artan borç ve karşılık gelen kredi temerrütleri, krizin öne çıkan özellikleridir. Bunun önünü açan yine iktidardır. Kriz, liranın dalgalanmalar hâlinde büyük oranda değer kaybetmesiyle görünür olmaya başladı ve sonraki aşamada, ödenemeyen borçlar ve ekonomik daralma ile daha derin bir boyuta ulaştı.
AKRABA TORPİLLERİ, RANT ÇETELERİ, İHALE SİMSARLARI
“Enflasyon oranı çift hanelerde takılıp kalınca stagflasyon ortaya çıktı. Cumhuriyet tarihinde ilk defa kamunun faiz borcu, anapara borcunu geçti. Kriz, kolay kredi ve devlet bütçesiyle desteklenen inşaat sektörü patlamasının yarattığı, Erdoğan liderliğindeki ekonomik büyüme döneminin sonunu getirdi. İşte tamda burada anlatmaya çalıştığımız iktidar yönetiminin başarısızlığı ortaya çıkıyor sevgili hemşerilerim. Gözünde hiçbir ışık göremediğimiz ekonomi kurmayları, şatafat içerisindeki kurumlar, devletin bütçesiyle yapılan özel harcamalar ,gerçekten vatana hizmet etmek isteyen ve engellenen amirler, akraba torpilleri, rant çeteleri, ihale simsarları ve dahası.”
TEK ADAM REJİMİ SEÇMENİ ETKİ ALTINDA BIRAKIYOR
“Bu gelişmelere gözünü kapatan deyim yerindeyse 3 maymunu oynayan iktidar maalesef popülist söylemler ve tek adam rejimi ile halkımızı ve seçmenlerimizi etki altında bırakmaktadır. Birtakım çevreler; algı yönetimi ve proaktif teknikler ile etkileme sanatını ustaca yerine getirmektedirler. Ülkemizi gün geçtikçe çözülemeyecek problemler yumağının içine sokmaktadırlar. Benim hemşerilerimden, dostlarımdan, arkadaşlarımdan nacizane isteğim konuları çok taraflı değerlendirip bize gösterileni değil perde arkasını iyi analiz etmeleridir. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı, bizdense canımızdır değilse kanlımızdır mantığı bizi bir gram öte taşımayacaktır.”
MİLLET İRADESİNİ SANDIKTA ORTAYA KOYACAK
“Körü körüne katlanmayı bir kenara bırakıp, ülkemiz için milletimiz için değerlendirme yapmalarını yine bu güzel haklımızdan nacizane talep etmekteyiz. Tarih boyu yapılan tüm darbelerin adresi olan Demokrat Parti ve teşkilatları emin olun ki yine tarihinin belki en büyük motivasyonu ile geleceğe umutla bakmaya başlamıştır. İlk seçimlerde ülke yönetimini devir alacak milli ve yerli kadrolar sabırsızlıkla halkın önüne gelecek sandığı beklemektedirler. Gün her zamankinden daha fazla sesimizi yükseltme günüdür. Gün birlik günüdür. Sokakta kaç insanımız mutludur? Kaç insanımız borçsuzdur? Kaç gencimiz geleceğe ümitle bakmaktadır? Geçen 20 yılın sonunda iktidar sınıfta kalmıştır. Türkiye’nin gençleri, memleket sevdalıları, vatandaşlarımız bu sorunların ve problemlerin çözülmesi için iradelerini muhakkak suretle sandıkta ortaya koyacaktır.”
HEPİMİZ DOĞRU KARARI VERMELİYİZ
“Tüm bu sorunlarla yaşamayı değil tam tersine sorunları aşmayı hep birlikte başaracağız. Demokratik haklarımızı hepimiz iyi analiz etmeli ve doğru karar vermeliyiz. Doğruya doğru, eğriye eğri demeliyiz. Eleştirmek kutuplaşmak değildir. Eleştirmek sevmemek değildir. Eleştirmek olumsuzu çağırmak değildir. Eleştirmek ülkemizin gelişmesini engellemek değildir. Eleştirmek geliştirmektir. Eleştirmek gerçekten sevmektir. Hepimizin temel gayesi her bir bireyin; mutlu, huzurlu ve refah içeresinde yaşayabileceği bir Türkiye’de kardeşçe, dostça hep beraber yaşamaktır. Sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunarım” dedi.
Haber: Burak Çalışkan