Son yıllarda Kırıkkale’miz hiç olmadığı kadar gelişiyor ve değişiyor.
Şehrin her yeri şantiye alanı gibi…
İlk yargı cümlemden sonra şaşırdığınızı biliyorum.
***
Hep gelişiminden ve değişiminden dert yandığımız Kırıkkale’miz neden bu halde?
Kırıkkale’de yaşamış veya hizmet etmiş ne kadar siyasetçi, bürokrat ve gazeteci varsa; bugün Kırıkkale’nin gelmiş olduğu bu durumundan sorumludur.
Haliyle sevabı da ve günahı da vardır.
***
Şöyle bi kronoloji yapalım.
***
1989’da kazandığı seçimle alt yapı yapıp, yeni yollar açmasıyla anılan Hayati Karayol, bugünkü Kırıkkale’nin temellerini atmıştı.
Bırakın il olmayı, büyükşehir olmaya adaydı Kırıkkale.
1990’da Barış Manço Kırıkkale’ye gelecek, 21. yüzyıla 1 milyon nüfusla gireceğimizi ve Türkiye’nin ilk 10 kentinden birinin Kırıkkale olacağını söyleyecekti.
1994’te ANAP’lı Cemalettin Akdoğan, milenyumun Kırıkkale’sinde milletvekili olma hayaliyle yanıp tutuşurken, Kırıkkale hala beyaz atlı prensini arıyordu.
1999’da ilçe havasını atamamış Kırıkkale’ye Mustafa Pekdoğan’ın eli değecek, 14 deyip 114 proje ile Kırıkkale’yi bir üst lige taşıyacaktı.
Adını koyduğu Kültür Parkı’na trilyonları gömecek, 1 yıl sonra kuşlar tüneyecekti.
‘En İyisi Pekdoğan’ mottosu ile sokakları ayağa kaldıran Mustafa Pekdoğan, 5 yılın ardından kardeşleri ile anılıp, AK Parti rüzgarına yenilecekti.
Köşe yazısının devamını okumak için tıklayınız.