KIRIKKALE (İHA) - Ankara Gazi Üniversitesinden birkaç yıl önce emekli olan Ahmet Şenses, eşi Naciye Şenses ile birlikte Kırıkkale’nin Bahşılı ilçesine döndü. Burada hobi olarak ipekböceği yetiştiriciliği yapmaya başlayan çift, bir süre sonra işleri büyüttü. Kendi dut fidanlarını da diken çift, evlerinin bahçesine de özel bir alan kurdu. Devletin hibe desteği vermesi ile birlikte çift, şimdilerde 80 bin ipekböceğine bakıyor.
“Ne kadar iyi beslerseniz o kadar iyi koza elde ediliyor”
İpekböceği yetiştiriciliğine nasıl başladıklarından bahseden emekli öğretim görevlisi Ahmet Şenses, “Bizim ipekböcekçiliği ile ilgimiz bir proje düşüncesiyle başladı. Bu çerçevede eşim ‘proje diyorsun ama başarılı olamadık. Madem emekli olduk bunlardan birini biz başlatalım’ dedi. Böylece başladık. Öncelikle ağaçları yetiştirmek gerekiyor bu iş için. Ağaçlar yetişmeden bu işte başarı sağlamak çok zor. Çünkü bu hayvanların yediği başka bir ot yok. Sadece dut yaprağı yiyorlar ve onu ipeğe dönüştürüyorlar. Toplamda 250-300 kilogram hatta 400-500 kilograma kadar çıkabiliyor. Ne kadar iyi beslerseniz, ortamını ona göre iyi ayarlarsanız o kadar verimli bir koza elde ediliyor” dedi.
“Bir ipekböceği 800 ile bin 200 metre ipek üretiyor”
Maddi olarak bir masrafın olmadığına değinen Şenses, “İçerisine hammaddeyi gövdesine oluşturmuş oluyor. Daha sonra ipeği yapmaya başlayınca üç nokta tespiti yapıyor. Böylece kozayı yapacağı yerin temelini atmış oluyor. Daha sonra kendi içerisinde kozanın ölçülerine göre kendisini kozanın içerisine hapsediyor. Ağız kısmından iki ayrı madde salgılıyor. Bu oksijen ile birleşince ipliğe dönüşüyor. Bir ipekböceği 800 ile bin 200 metre ipek üretiyor. Maddi olarak bir masraf olmuyor. Emek oluyor yaprakların toplanması, askıların hazırlanması, ranzaların temin edilmesi gibi. Bunlar çok ufak da olsa masraf oluyor” ifadelerini kullandı.
"Herkes büyükşehirden gelsin"
Eşi emekli olduktan sonra buraya yerleştiklerini anlatan Naciye Şenses ise, “Benim ilgi alanımda vardı çocukluğumdan beri hep düşünürdüm neler yapabiliriz diye. Eşim de emekli olunca bizim de burada tarlamız, bağımız vardı büyükşehirden geldik. Herkes gelsin büyükşehirlerden, böyle küçük çaplı işler yapsınlar, bahçelerine ve bağlarına baksınlar” diye konuştu.
"Onların yemek saatlerini geciktirince çok üzülüyorum"
Türkiye’nin ipekböceği yetiştiriciliği konusunda dünyada daha ön sıralarda yer alması gerektiğini kaydeden Şenses, şöyle konuştu: “Türkiye neden ipekböcekçiliğinde 7’nci sırada da Çin, Japonya, Endonezya, Malezya yerine neden biz girmemişiz. Niye bizim kadınlarımız evlerinde otursunlar? Ben gerçekten üzülüyorum, boş oturmak nedir bilmiyorum. Sabah namazı ile kalkınca işim akşama dek devam ediyor. Yorulunca dinleniyorum, sonra yine devam ediyorum. Ben onların yemek saatlerini geciktirince çok üzülüyorum. Hemen saatinde vereyim diye çok çabalıyorum. Onlara evladım gibi bakıyorum.”