Avcı, “23 Ocak 1995’te kurulan eğitim ve bilim emekçilerinin birlik, dayanışma ve mücadele örgütü Eğitim Sen, 29. mücadele yılını kutluyor” dedi.
MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ
Avcı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Bugüne kadar her türlü baskı, tehdit, yasak ve engellemelere rağmen birlik, dayanışma ve mücadele anlayışıyla başlattığımız onurlu yürüyüşümüzü ilk günkü gibi büyük bir dirençle ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Eğitim ve bilim emekçilerinin kökleri 1908’e kadar uzanan 116 yıllık mücadele tarihi, aynı zamanda insanca yaşam ve demokratik Türkiye için yürütülen mücadelenin tarihidir. Eğitim ve bilim emekçilerinin 115 yıllık uzun yürüyüşünde Encümen-i Muallimin, Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS), Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER), Eğit-Der, Eğitim-İş, Eğit-Sen, Öğretim Elemanları Sendikası (ÖES) sürecinden aldığı gelenek, 29 yıldır Eğitim Sen ile devam etmektedir.”
BASKI VE AYRIMCILIĞIN KARŞISINDAYIZ
“Eğitim Sen’in mücadele tarihi içinde isimler ve yüzler değişse de savunulan ilke ve değerler hiçbir zaman değişmemiştir. Okullarda, üniversitelerde, tek tek iş yerlerinde ve alanlarda, meydanlarda, yaşamın her alanında dostluğu, dayanışmayı ve umudu büyütmeye devam ediyoruz. Çocuklarımıza ve öğrencilerimize verdiğimiz sözleri hiçbir zaman unutmadığımız gibi, onlara onurlu bir gelecek bırakmanın sorumluluğunu her zaman hissediyoruz.
Eğitim Sen, geçtiğimiz 29 yılda sadece sendikal hakların değil, aynı zamanda emek, demokrasi ve barış mücadelesinin öznesi olmuş, her türlü antidemokratik uygulamanın, baskının ve ayrımcılığın karşısında yer almıştır.
DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE MÜCADELESİ
“Bizler açısından emek, barış ve demokrasi mücadelesi bir bütündür ve birbirinden ayrı değerlendirilemez. Bu nedenle Eğitim Sen her zaman karanlığa karşı aydınlığın, eşitsizliklere karşı adaletin, baskılara karşı demokrasinin, cinsiyet ayrımcılığına karşı kadınların, savaşa ve şiddete karşı barışın savunucusu olmuştur. Eğitim Sen’in mücadelesi aynı zamanda, düşünceyi ifade ve örgütlenme özgürlüğünün sağlandığı, farklı kimlik ve kültürlerin kendilerini özgürce ifade edebildiği ve kamusal alanda kendisini temsil edebildiği, gerçek anlamda laik ve demokratik bir Türkiye yaratılması mücadelesidir” dedi.