İŞSİZLİĞE MAHKUM EDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ
Üniversite çalışanlarının, akademik ve idari personelin mali ve sosyal hakları için çalıştıklarını, mücadele verdiklerini ve bugüne kadar birçok sorunun çözümünü sağladıklarını, kazanımlara imza attıklarını kaydeden Pekuz, “Mevcut sorunların çözüme kavuşturulması, beklentilerin karşılanması, verimliliğin artırılması için emek harcamaya, mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.50/d statüsünde görev yapan araştırma görevlilerinin sorunlarına ivedilikle çözüm bulunması gerektiğini belirten Pekuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin yatırım yaptığı, en verimli oldukları dönemde, 30-35 yaşındaki bir bilim insanının doktorasını bitirdiği gün işsizliğe mahkûm edilmesi kabul edilemez.
KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR
Biz sözleşmeli istihdamın sona erdirilmesi, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi için mücadele ederken, araştırma görevlilerinin iki farklı statüde, iş güvencesinden yoksun biçimde istihdam edilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. İş güvencesinden yoksun 50/d kadrosunun neden olduğu belirsizlik giderilmeli, araştırma görevliliği kadrosu iş güvencesine kavuşturulmalıdır. ”Araştırma faaliyetlerinin daha rahat ve verimli şekilde yapılabilmesi için akademisyen başına düşen öğrenci sayısının, haftalık ders sayısının ve idari görev sayısının azaltılmasının elzem olduğunu söyleyen Pekuz, akademisyenlerin araştırma yapmalarını ve bunların sonuçlarını nitelikli yayınlara dönüştürebilmelerini sağlayacak ortamların oluşturulması gerektiğini ifade etti.
HAYATA GEÇİRİLMESİ ÇAĞRISINDA BULUNDU
Üniversitelerde geliştirme ödeneğinin ve yükseköğretim tazminatının sadece öğretim elemanlarına ödenmesi gibi eşitsizliklerin bulunduğuna dikkat çeken Pekuz, yükseköğretimde hedeflenen seviyelere ulaşılmasının, idari personelin talep ve ihtiyaçlarına cevap verilmesi, sorunlarının çözülmesi, aynı zamanda nitelik ve becerilerinin artırılmasıyla mümkün olduğunu kaydetti. Üniversite idari personelinin atama ve yer değiştirme süreçlerinin belli bir takvim doğrultusunda merkezî olarak yapılması konusunun toplu sözleşmede ‘üzerinde çalışma yapılması’ şeklinde karara bağlandığını belirten Pekuz, toplu sözleşme kararının bir an önce hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.
KAMUOYUNDAKİ STRES SONA ERDİRİLMELİ
Pekuz, toplu sözleşmede alınan kararlarından biri olan 3600 ek gösterge konusunda iki toplantı yapıldığını ifade ederek, “Üç esası stratejimizin temeli olarak belirledik. İlki, kendi içinde bütünlüğü kalmayan, hiyerarşisi ve adaleti bozulmuş ek gösterge sistemi gözden geçirilmelidir. İkincisi, bütün kamu görevlileri az veya çok bir ek gösterge almalı ve emekli ile çalışan arasındaki maaş adaletsizliği giderilmelidir. Üçüncüsü ise, çalışma bir iki ay gibi bir sürede tamamlanarak kamuoyundaki stres sona erdirilmelidir” şeklinde konuştu.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile yaptıkları görüşmede ek göstergelere yönelik düzenlemenin bütün kamu görevlilerini kapsaması ve tazminat yansıtma oranlarına ilişkin adaletsizliğin giderilmesi gerektiğini aktardıklarını dile getiren Pekuz, “Temel yaklaşımımız, ek göstergelerin bütün kamu görevlilerini kapsayacak şekilde düzenlenmesini ve emekli aylığı ile ikramiyelerin artırılmasını sağlamaktır. Üçüncü toplantının yapılacağı 10 Mayıs’a kadar teknik ekiplerimiz Bakanlık yetkilileriyle görüşecek, sahanın beklentilerini paylaşacak” ifadelerini kullandı.
Haber: Ahmet Gökdemir