Matematik derslerine giren bir öğretmenim. Öğrencilerimi konuşturmayı, dinlemeyi, yardımcı olmayı ve motive etmeyi çok seviyorum. Bundan dolayı onlarla bazen sohbet ediyor, bazı konularda soru sorarak da bir yerde rehberlik çalışmaları yapıyorum. Konuşmalarımızda geçen konuların birinden bahsetmek istiyorum size. Bunun hassas bir konu olduğunu biliyor ve en baştan söylüyorum. Öğrencilerini yarış atı gibi gören bir öğretmen değilim. Ancak bazı gerçekleri de göz ardı edemiyorum.
Şimdi gelelim konumuza. Öğrencilerime “ sınıfınızda en çalışkan öğrenci kim? “ diye soruyorum. Daha sonra neden o arkadaşlarını en çalışkan olarak gördüklerini açıklamalarını istiyorum. Çalışkan olduğunu düşündükleri arkadaşları ile ilgili öyle güzel şeyler anlatıyorlar ki hayran hayran dinliyorum. Sorumun cevabını istediğim gibi alamadığım için üzülüyorum sonra. O sınıfın en çalışkanı kim sorusuna neden “benim” demiyorsunuz, diyemiyorsunuz diye sitem ediyorum onlara. Tabi çocuklar bu soruların cevabını o kadar güzel veriyorlar ki diyecek bir şey kalmıyor geriye. En çalışkan o diye başlayan, sürekli ders çalışıyor, dersi çok dikkatli dinliyor, notları çok yüksek, derslerde sürekli parmak kaldırıyor, öğretmenin sorduğu sorulara sadece o cevap veriyor diye devam eden cümleler kuruyorlar. Çalışkan öğrenciyi çok güzel tarif ediyorlar. Dinliyorum ve içimden aslında ne yapması gerektiğini biliyor ama yapmaya cesareti ve motivasyonu yok sanırım diye düşünüyorum. Tarif ettiği şeyin kendi eksiği olduğunu bilmiyor aslında. Bunu bir bilse, belki o çalışkan arkadaşından daha başarılı olacak diye düşünüyor, tarif ettiği kişiden herhangi bir eksiğinin olmadığını defalarca söylüyorum onlara. Çocukların birbirlerini rakip seçmeleri çok tasnif ettiğimiz bir durum değildir. Neticede her öğrenci kendine has bir bireydir. İmkânları ve yetenekleri farklı olsa da yarışın aynı koşullarda olduğu gerçeğini ve rakip olduklarını bilmeleri gerektiği inancındayım. Adil gibi görünen ama göründüğü gibi olmayan bir sınavda kendi imkanları ile başarıya ulaşmak zorunda olduklarını unutmamalılar. Sevgili öğrencilerim kendine güvenen bireylerin daha başarılı oldukları gerçeğini bilmenizi isterim. Ben yaparım, bende başarabilirim demelisiniz. Başka birinin gölgesinde kalmayın. Rakipleriniz ne yapıyorsa sizde yapabilirsiniz. Yeter ki yarıştan kopmayın, pes etmeyin. Hele hele ben yapamam diye kendinize haksızlık etmeyin. Sonuçta sizler de o sınıfın en çalışkanı olabilecek adaylarsınız. Birilerinin sizden daha başarılı olduğunu kabul etmeniz güzel ama yarışta onu geçmek zorunda olduğunuzu unutmayın. Size yarış atı gibi sınavlara hazırlanın demiyorum. Ama sınav gerçeği ile karşı karşıyayız. Bunun için birilerinin sizi geçtiğini biliyorsanız daha hızlı koşmanın zamanı geldiğini de bilmeniz gerekir.
Geride kaldıysan, daha hızlı koşmanın tam zamanı…
Köşe yazarı Berat Doğan'ın "Geride kaldıysan, daha hızlı koşmanın tam zamanı" isimli yazısı