Güç zehirlenmesinin bilimsel adı '' ''Kibir Sendromu''dur.Güç ve pozisyon kullanımı yoluyla kendini başkalarında yüce görme,yüceliğini kabullendirme,kişisel hareketleri geliştirme eğilimi,görüntü ve imaj takıntısı,orantısız ifade kullanımıda diyebiliriz.Biz yada fakir ifadelerini dillerden düşürmeyen,Mesihmiş gibi ilgi bekleyen ama ilgi göstermeyen,aşırı özgüvenli,heva ve hevesleri için kendi söylevlerinden başka söylev kabul etmeyen,aşağılayan,hakir gören,pervasız, tezcanlı, vesveseli, huzursuz, uygulamalarının sonuçlarını dikkate almadan, uygulamalarını ahlak, dürüstlük ve inanç konularına dayandıran kişi de diyebiliriz.Unutmamalı; İnsan hangi makamda olursa olsun"Eğer kuvveti hak, itaati de görev haline getirmeyi bilmiyorsa, toplumda en kuvvetli olan dahi sürekli üstünlük sağlayabilecek derecede kuvvetli değildir" diyoruz.Etrafında ki yalakaların dolduruşu ile,kendini diğer insanlardan farklı,ilahi güçleri olan ,farklı hesapların içinde ,diğer insanları bilgisiz ve beceriksiz,zorlanmada servetine servet katması,halifelik (Makam) kendi öz malıymış gibi davranması,kendini hala olağanüstü ve vaz geçilmezmiş gibi görmesi başladığı yere döneceğinin görtergesi değilmidir?.Atalarımız söylemişler '' Akan su çukurunu kendi kazar ''”Güç yıkılır; mutlak güç, mutlaka yıkılır.”''Gelecekte umut varsa, içimizde dayanmak için güç vardır.” nede güzel söylemişler.Elbette dayanacağız,direneceğiz,ayakta kalıp emanetlere,emin bir ruh ile sahip çıkacağız.Geçmişi bir hatırlayalım.Gökyüzünün parıldadığı,hak ve hakikatten başka bir şeyin konuşulmadı o gün,sizlerin yanlışlarınızdan ve hatalarınızdan dolayı bir evin terasında Abdullah Çetin FARUKİ Hocaefendinin ''siz kendinizi ne zannediyorsunuz,biz bu vazifeyi dağdaki taşlar ile yaparız,kendinize çeki düzen verin, yoksa hepinizi kovarım, kendinizi ne zannediyorsunuz siz'' ikazlarını bir kez daha yenileyelim,yenileyelim ki eski yaşantınız ve yaptıklarınız hafızalarda bir kez daha canlansın.Çok mu zoruna gitmişti aşığın sözleri.İntikan hırsıylamı yanıyorsun yoksa.Tövbelerin taklit,göz yaşların timsah göz yaşlarımıydı o gün.Haykırışlar,feryatlar.Kandıran,kandırılır bilirsin ve yaşadın.Seni yetiştirenler ne kadar dünyaya meylettilerde sen bu kadar dünya ve makam sever oldun,hırsına yenik düştün.Kalpler kırdınız,yüreklerler dağladınız,ahlar aldınız,gözlerden yaşlar döktürdünüz,zulüm yaptınız,haksız kazanç elde ettiniz,itibar ve kariyer sahibi oldunuz,çeblerinizi doldurdunuz,haksız çıkar sağladınız, sağlam bedebleri hasta ettiniz.Hadi bizi boş ver,onca nimetlerinin kapısını açana onun memurumuyum nasıl dersin,bu nasıl bir densizliktir onu anlamadım.Bu nasıl bir yüzsüzlük ve nankörlüktür böyle.Alma adını ağzına.Aşığın ismini ağzının kiri ile kirletme.Sen ne zaman bu hale geldin,haddini aştın.Yaşattıklarını yaşadım sanma,yazık üzülüyorum sana.Bu daha bir başlangıç.Sonu nasıl biter bilmem ama tahmin ettiğim gibi bitmez inşallah. Adil olanın gününü bekleyen çok,bizler bekliyoruz sende o günü bekle.
Güç zehirlenmesi
Köşe yazarı Alaattin Güneşer'in, 'Güç zehirlenmesi' adlı makalesi.