İnsan hayata dair öyle izler bırakmalı ki,kazandıkları kaybettiğini sandındıklarına değsin ve hep kazanmış olsun.Akıllarda güneş gibi kalmalı insan.Doğuşu ve batışı da akıllarda olmalı ki tüm canlılar güneşin batışı ve doğuşu ile huzur bulsun.Kendini refah ve ferah içerisinde güvenle hissedebilsin.
Günümüz insanının tamamına yakını kendini güvende hissetmezken bir o kadarı da mutsuz huzursuz.İstekler ve hedefler o kadar çok ki elde etmekle sonu geleçekmiş gibi görünmemekte.Arzularımız doğrultusunda yetiştirmeye çalıştığımız ve ellerimizden kayıp giden çocuklarımız buna en güzel örnek teşkil etmiyor mu?.Ardından neden böyle oldu soruları ve çözüm bulamadığımız bir çok soru ve sorun.
Bizleri temsil eden seçtiğimiz Milletin Vekillerinin dokunulmazlıkları neden var.Bizler Milletvekillerine ne yapıyoruz ki, kendilerini dokunulmazlık zırhının içne bürümüşler.İnsanlar yaşadıkları hayatı yalanlar ile süsleyerek neden bir başkasına anlatma ihtiyacı duyar.Senin peşinde koşan insanlar senden alacaklarını aldıktan sonra senden neden uzaklaşır.Bu tür davranışların bizlere çok saçma gelmesi gerekmiyor mu?.Saçma gelmesi bir yana yalan olduğunu bildiğimiz söylevlere ve yaşam tarzına özenti içerisinde bakmak,Uyma gereksinimi duyar hale gelmiş olmak aklın alacağı şey değil doğrusu.
Toplumdan soyutlaşmak,kutuplaşmak,ayrışmak,kandırmak ve iki yüzlülük içerisinde huzur arayanlar bulamayacaklarını bile bile neden bunlarda ısrarcılar.Bu tiplere hak etmedikleri ilgi neden.
Oysa Güneşe bir bakın;zanla yaşamaz,ayrıştırmaz,kutuplaştırmaz.İki yüzlülük peşinde değildir.Bu davranışından dolayı dokunulmazlık alır.Haddi aşanı yakar,kanaatkarı besler. Mesafeli olursan,yerini ve haddini bilirsen doğuşuda batışıda gönlünü huzur ile doldurur.Yerini hatırlatır,haddini hatırlatır,dokunulmazlığı ile vermeyi hatırlatır.Mutluluğu,huzuru,refahı,eşitliği,kardeşliği,iletişimi ve haddi aşmamayı hatırlatır.
Peki kime hatırlatır bunca şeyi ;Okuyana,Akledene,düşünene,görene ve işitene.