Gitmek istediğin bir seyahate gitmeden önce ya da evlenmek istediğin bir insanla evlenmeden önce beklediğiniz ve istediğimiz bir iş yaşamına başlamadan önce hayatınıza birçok sinyaller verilir. Hani hep deriz ya hayırlı mı değil mi diye bunu öncesinde anlayabiliriz. Ancak o an düşünceler tamamen isteklere dayalı olduğu için anlamak istemeyiz. Size verilen işaretleri görmeniz ve hayatınızı şekillendirir. Aslında mesele bu kadar basit. Bir söz var çok severim "Allah'ın sopası yok." Evet Allah'ın sopası belki size değmiyor ama bunu daha farklı şekillerde belli ediyor. Mesela çoktandır görmediğiniz arkadaşlarınızla bir şehirde buluşacaksınız. Ancak o gün karamsar bir şekilde uyandınız içinizde fazlaca bir sıkıntı var. Daha sonra mutlu olduğun birlikte vakit geçireceğin arkadaşlarınıza gitmek için yola çıktınız ve hava hafif yağmurlu hafif yağmurda yol daha kaygan olur. Yolların kaygın olmasına aldırmadınız içinizdeki kötü hava koşullarına aldırmadınız hala gitmekte ısrar ediyorsunuz. Radyo açtınız radyoda müzik kanalları ararken hep kaza haberleri duydunuz. Buna rağmen hız yaparak yolunuza devam ettiniz. Bir anda o hızla kaydınız kontrolü kaybedip duvara tosladınız. Sence sinyaller açık ve net değil miydi? Evlenmek istiyorsunuz düğüne 2 hafta kalmış bir anda yüzüğünüzü kaybediyorsunuz bundan daha net bir sinyal olabilir mi? Anlamış değilim İnsanların çoğu nikahtan döner. İnsanlar ne der diye bile bile kendini kuyuya atmamalı değil mi? Zaten olgun düşünen aileniz varsa sana: "Seni iyi yetiştirmişiz ki bu aşamada vazgeçerek bu sorumluluğu alabiliyor ve kendine dair kararlarda iradeni sağlam kullanabiliyorsun." der. Size açık ve net verilen sinyalleri alın bu sinyalleri algılayın. Biri ile görüşüyorsunuz ilk içine düşen beton yığını size ilk sinyali verince umursamıyor devam ediyorsunuz. Kötü karamsar düşünceleri boğuluyorsunuz vakit geçirmek hoşunuza gitmiyor. Bir konu geçiyor ailesini bir kenara koyup sizi tamamen çöpe atıyor ama siz hala konduramıyorsunuz. Bence büyük bir hastalık şu "konduramamak." Bu genel olarak hepimizin yaptığı bir durum aslında. En büyük algısızlık yakıştıramamak. Halbuki karamsarlığınız zaten sana onun hayırsız olduğunu belli etmiyor mu? Size bütün işaretler verilip o sinyallere yeşil ışık yakmakta size kalmış yani son karar yine size ait.
Hayatınızda size verilen sinyaller!
Köşe yazarı Hatice Akgül'ün "Hayatınızda size verilen sinyaller!" adlı köşe yazısı