Son dönemlerde çok karşılaştığım sorunlardan bir tanesi. Kendi çocukluğu ve öğrenciliği döneminde yaşadığı eksiklikleri çocuklarında tamamlayan ve bununla çocuklarının mutlu olmasını bekleyen veli sorunsalı. Bu sorun o kadar ileri derecede ki eksiklikleri olmadığı için çok çalışmalı ve çok başarılı olmalılar inancına dönüşmüş durumda. Peki Neden? Çünkü velisi çocuğunun sahip olduğu imkânlara sahip olmadığı için başarılı olamamıştı.
Bizim çocukluğumuzda aksayan çok şey vardı. Evler kalabalık, yeme içme sınırlıydı. Hatta kıyafet ayakkabı belki çok fazla lükstü. Kimsenin kendine ait odası ve çalışma masası yoktu. Kitap yoktu ki kitaplık olsun. Yerde ödev yapan, balkonda veya sokakta kitap okuyanlar bile olmuştur. Belki mutfak masasında veya salonda yemek masasında ders çalışanlar bile vardır.
Bizim zamanımızda çocuk sayısı fazla idi ve çocuklar şimdi ki kadar kıymetli değildi. Şimdi biz bunları aştık. Evler sakin, kalabalık değil. Herkesin kendisine ait odası var, masası var, kitaplığı var ve kitapları var. Güzel kıyafetleri var, teknolojik aletleri var. Teknoloji ile hepsi çok küçük yaşlarda tanışıyorlar. Ayrıca çocuklar çok kıymetli ve nazikler. Bizde onları mutlu etmek için görev edinmişiz ve bu kutsal göreve kendimizi adamışız. Ama ne yazık ki çocuklarımız az çalışkan ve hatta üşengeç. Ders çalışmak için bütün imkânlara sahip olabilirler ancak ders çalışma isteğine yeteri kadar sahip değiller.
Kısacası kendi yaşadığımız eksiklikleri onlara yaşatmıyoruz. Ancak bu durumda onlara farklı bir imkân da sağlamış olmuyoruz. Onları mağdur etmediğimiz için farklı beklentilere girmek de çok anlamsız oluyor. Siz ona telefon aldınız diye bununla mutlu olmasını hatta buna şükredip gece gündüz ders çalışmasını bekleyemezsiniz. O telefon herkeste var ve onu almak sizin zorunluluğunuz. Telefon, tablet veya bilgisayar artık çok sıradan oldu. Kendisine ait odası olmaması mümkün bile değil ona göre. Çünkü teknolojinin getirdiği yenilikler ile dünyanın dört bir yanında olup biteni biliyorlar.
Çocuklarımıza kendi imkânsızlıklarımızı anlatalım ama az başarılı olmamızın düzenli ders çalışmadığımızdan kaynaklı olduğunu söyleyelim. Onlara sunduğumuz imkânların bizde olmadığını anlatalım ama ders çalışmak için ortamdan daha önce çalışma isteğinin oluşması gerektiğini söyleyelim. Başarılı olmanın ekonomik getirisini anlatalım ama mutlu bir hayatın başarılı olmaktan geçtiğini söyleyelim. Diğer türlü söylediklerimizin hepsi onlara baş kakıcı gibi gelir ve bize kırılırlar. Aramıza soğukluk girer.
Kabullenin! Bunlar bizim gibi değiller...
Kabullenelim! Bizim Gibi Değiller
Köşe Yazarı Berat Doğan'ın Kabullenelim! Bizim Gibi Değiller isimli köşe yazısı