Günümüzde yaşayan alimlerimiz haftada bir araba değiştirir olmuşlar, lüks evlerde oturmayı ahlak haline getirmişler, insanların manevi arzularını kullanarak kendileri ihtişamlı bir yaşam sürüp evlerinin içini tahta parçaları ile doldurmuşlar ve insanların manevi duyguları ile oynayıp bunun adına Peygamber yolu diye insanlara yutturmaya çalışmışlar yazık.
Efendim Abdullah Çetin FARUKİ hoca efendinin evine ilk misafir olduğumda salonunda bir kaç halı ve minderden başka bir şey yoktu. Hayretler içindeydim, misafirlerine hizmet ediyor ve orada bulunan insanların sorunlarını dinliyor, bir yandan da sorularına cevap veriyordu hayran kalmıştım. Bu kadar çok sevilen, etrafı insanlarla dolu bir insanın ev hali ve yaşam tarzı. İhtişam, gösteriş ve riyadan uzak.
Daha sonraları hayranlığım daha da arttı neden mi, hayatını tamamen Peygamber Efendimize benzetme gayreti, mükemmel bir kişilikti. Peygamber Efendimizi tanıdıkça anladım bunları.
Peygamber Efendimizin evinde de birkaç minder den başka bir şey yok tu ki. Çölden gelen bir bedevi mescide girdiğinde bu kavmin efendisi kimdir diye sorduğunda Peygamber Efendimizde ashabına hizmet ederken bu kavmin efendisi hizmet edendir buyurmamış mıydı. Peygamber Efendimiz ömrü hayatında Kusva diye devesinden başka deve kullanmamıştı ki, rahat yataklarda yatmamıştı.
Bir gün Hz Ömer, Peygamber Efendimizi ziyarete geldiğinde uykuda olan Efendimiz uykudan kalkmış ve yüzünde hasırın izlerini gören Hz Ömer ağlayarak sana bir yastık ve yatak yaptırayım dediğinde onu ret etmemiş miydi?
Bir de günümüze baktığımızda Peygamber Efendimizi anladığını iddia eden ve anlatan alimlere bakacak olursak neredeyse her gün araba değiştirip, sırca köşklerde oturup, kuş tüyü yataklarda yatarak, hizmet etmek yerine kendilerine hizmet ettirmiyorlar mı?