Çocuktular, serpildiler bir arzu ile büyüdüler Şehitlik. Kimi öğretmedi, kimi mühendis, kimi bankacı, kimi de doktor adayı, kimi alınteri ile ekmeğini taştan çıkartma mücadelesi veren emekçi. Hep bir sevdaydı içinde taşıdıkları şehitlik.
Her gün bir yerlerden acı haber alıyorlar ve o acıyla sevdiklerinin yaşadıklarını ruhlarının derinliklerinde hisseder,sevdiklerinin çektikleri acıya ortak olamaya çalışıyorlar ve değer verdiklerinin yaşadıklarını yaşamayı arzuluyorlardı.
Bu arzuları ne kadar içtendi ki değer verdiklerinin maruz kaldığı o acıyı sevenlerine yaşattılar.Kendilerince çok değerli olan şehitlik mertebesine kavuşmuşlardı artık.Bir çok gönülde acılar bıraksalar da milyonların gönlünde yer aldılar.
Hayatta iken belki bu kadar tanıyanları yoktu,arzuları milyonların gözlerinde damla,kalplerinde acı,sevenlerinin gönlünde unutulmaz izler bıraktı.
Bir canları vardı sinelerinde taşıdıkları, o canı sevdikleri uğruna Allah’ın Kuranda bahsetti şehitlik mertebesine çıkarak emaneti sahibine teslim ettiler.Bedenlerinde taşıdıkları bir candı onu verdiler,ama milyonların kalbinde yeniden dirildiler.
Kendilerine yapılan bu kahpece ihanet ile unutulur sananlar bilmeli ki, milyonların kalbinde yeniden dirildiler,ayrılıkları birleştirip,kırık kalpleri tamir ettiler.Onlar milyonların kalbine girip ölümü öldürdüler.
Bu öyle bir yürümekti ki ölüm bile kıskandı,insanlar ölüm nasıl ölür sorusunu kendilerine sormaktan alıkoyamadılar.
Ölümü öldürdüler
Ölümü öldürdüler