TBMM Kürsüsü bölücülüğün meşruiyet kazanacağı yer değildir

MHP Merkez Disiplin Kurulu Başkanı ve Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, son zamanlarda DEM’lilerin TBMM Kürsüsünden yoğun olarak kullandıkları “Kürdistan” ve ayrılıkçı söylemlerine tepki gösterdi.

HUKUK VE TARİHİMİZLE BAĞDAŞMAYAN SÖYLEM

Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk “DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları partisinin grup toplantısında “Yerel seçimlerle ilgili çalışmalarımız yoğun bir şekilde Kürdistan’da devam ediyor” diyerek hukukla ve tarihimizle hiçbir surette bağdaşmayacak bir söylemde bulunmuştur. Sıkıştığı her konuda Anayasa Mahkemesi’nin yolunu tutan DEM, Türkiye Cumhuriyeti yasalarını da sözde Kürdistan bölgesiyle kast edilenin hukukla bağdaşmadığını da gayet iyi bilmektedir. Anayasamızın 3. Maddesinde “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir” şeklinde yer alan ifade ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmez bütünlüğüne halel getirecek hiçbir ifade ve davranışa yer olmadığına ilişkin hüküm açıkça ortaya konmuştur” diye konuştu.

MEYDAN OKUMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR

Milletvekili Öztürk açıklamasının devamında ise “DEM’lilerin sözde Kürdistan hayali kurup, bu anlamda her ortamda Anayasamızın 3. Maddesini yok sayarcasına konuşmaları, kasıtlıdır ve Türk devletine meydan okumaktan başka bir şey değildir. PKK’nın siyasi uzantısı olan DEM temsilcileri, Türk milletinin değil bir vatandaşını, bir çakıl taşını dâhi temsil etmemektedir. Dolayısıyla DEM’in Türk siyasetine yön verme gayreti beyhudedir. Onlar ancak kuruluş değerlerinden uzaklaştırılmış CHP’yi yönlendirebilir. Sözde Kürdistan söylemleriyle etnik kimlik üzerinden siyaset yapmaya çalışan DEM, milli birliğimizin tehdit unsuru, PKK’nın yardakçısıdır” ifadelerine yer verdi.

TÜRK ANAYASASI AÇIKÇA İHLAL EDİLMEKTEDİR!

Açıklamasına bu söylemlerin hukuki temeli olmadığını ifade ederek devam eden Öztürk: Yine Anayasamız, Madde 66’da “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” diyerek vatandaşlık tanımını ve vatandaşlığın nasıl kazanılacağını da gayet sarih bir biçimde ifade etmiştir. Bu madde ile etnikçiliğin önü hukuken kapatılmıştır. Türk milleti ve buna bağlı olarak Türk hukuk sistemi, etnik kökene vurgu yapmanın milli birliğimizi zedelediğinin farkındadır ve gerek toplum hayatı içerisinde gerekse hukuk kuralları çerçevesinde etnik kökene dayalı bir dil kullanma yanlışlığının idrakindedir. Tam bu noktada ifade etmeliyiz ki siyaset kurumunun da bu hususta sorumlulukları vardır. Siyasi parti olmanın sınırsız söylemler içermediğini, aklına gelen her konuda her söylemi ifade edemeyeceğini Anayasamız Madde 68 ve 69 ile ortaya koymuştur. Anayasa Madde 68: “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz” Milletvekillerinin ise “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler” hükmü gereğince; söylem ve eylemlerinde Türk milletinin genel yararını gözetmesi gerektiği bilinmektedir. Dolayısıyla siyaset kurumunu ihtiva eden her öge, Anayasamızın da sınırını çizdiği şekilde, bölünmez bütünlüğümüzü ve milli birliğimizi öncelikli görmek mecburiyetindedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi ise bu mecburiyetin en temel çatısıdır”.

HERKES İYİ BİLSİN Kİ RÜZGÂR EKEN, FIRTINA BİÇER

“Ayrılıkçı düşüncelerle DEM’lenenlerin Kürdistan ifadesi, Anayasanın ilgili maddelerine aykırı olduğu gibi Türk tarihinin müktesebatında da karşılık bulmamaktadır. DEM’e kırmızı halı seren CHP ise bu haliyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi mirasına ihanet etmektedir. Madde 123: “İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.” Madde 126: “Türkiye, merkezi idare kuruluşu bakımından, coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayırılır.” Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları bellidir, sınırlarımız içerisinde siyasi-etnik bir sınır da asla yer alamayacaktır. Hiç kimse sınırları zorlamamalıdır! Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünü ve üniter devlet yapısını hedef alan her özne, her nesne, her fiil ayaklarımızın altındadır. Bu hususta tavizimiz asla yoktur. Herkes iyi bilsin ki rüzgâr eken, fırtına biçer” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

3. Sayfa Haberleri