Elimizde kolonya, ağzımızda maske
Köşe bucak kaçıyoruz enayi bir virüsten...
Gazeteleri geziyoruz o,
TV’de o,
Sohbette o, muhabbette o...
Acaba şu hasta mı, bu hasta mı?
Kim hasta olursa ölür, kim kurtulur?
En önemlisi ne zaman biter bu kötü günler?
Sora sora bitiyor günler...
Zoruma gidiyor arkadaş!
Mesela vatan uğruna savaşırken ölümü hissetmek, düşünmek isterdim!
Sıfır noktasında, 3 metre görüş mesafesi bile olmayan mevzide duygulanıp ağlarken...
İdealler uğruna savaşırken mesela!
Sevdiğin, istediğin şeyler için mücadele ederken...
Öyle olsaydı gururla yazardım bu satırları.
Şuan tek çaresinin kaçmak ve beklemek olduğu bir dert nedeni ile sevdiklerime sarılamamak zoruma gidiyor.
En sevdiğim mevsim geçip gidiyor.
Ne sıcak ne soğuk hani!
Ağaçların tomurcukları, çiçekleri dökülürken yere
Yağmurun sokakları yaza hazırladığı damlaları ziyan olup gidiyor.
Güneşin sıra bende dediği mevsimi atlıyoruz,
Evin içinde dolana dolana...
Bir kere geldiğin dünyada yaşamından çalan düzen, sistem ne varsa ağız dolu küfrettiğin hiçbir şeye benzemiyor oysa bu şerefsiz!
Virüse gerek olmadan binlerce kişinin öldüğü Afrika’yı hatırlattı insanlara.
Arkasında devlet, asker ve halkı olan devlet adamlarına tokalaşmaktan bile korktuları bir ders de verdi.
Dünyayı çok iyi yönettiklerini zanneden süper güçlere, ‘otur sıfır’ dedi bu arkadaş.
Umutlular var!
Salgın bitince hiçbir şey aynısı gibi olmayacakmış!
Eşit ve adaletli bir dünya olacakmış!
Herkes dersini almış filan..!
Bu virüs bazı şeyleri değiştirir belki ama düzeni asla...
Zoruma gidiyor,
Köşe bucak kaçtığımız görünmez bir düşmandan medet uman iyimserlik.
Değişir bir çok şey ama kafamız asla!
Neyse
Bak geçip gidiyor bahar
Yağmurlar, çiğdemler ziyan oldu...