Ya kahraman olacağız, ya da vatan haini
‘Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar’ projesi kapsamında 15 Temmuz darbe girişiminin canlı şahitleri yaşadıklarını anlattı.
‘TECRÜBE KONUŞUYOR, İÇİMİZDEKİ KAHRAMANLAR’ PROJESİ KAPSAMINDA 15 TEMMUZ KAHRAMANLARI O GECEYİ ANLATTI Gençlik ve Spor Bakanlığının ‘Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar’ projesi kapsamında düzenlenen programda, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin bertaraf edilmesinde büyük yararlılık gösteren vatandaşlar yaşadıklarını anlattı. KUMDAN 15 TEMMUZ RESİMLERİİl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonunda gerçekleşen programa, Vali Mehmet İlker Haktankaçmaz, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Hizmetleri Daire Başkanı Rasim Arı, Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Saygılı, İl Jandarma Komutanı Albay İsa Çakmak, İl Emniyet Müdürü Mahmut Çorumlu, şehit yakınları, gaziler, daire müdürleri ile vatandaşlar katıldı. Sanatçı ve oyuncu İsmail Hakkı Ürün'ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen program, Kuran-ı Kerim okunmasıyla başladı. Kumdan resimler çizen Veysel Çelikdemir'in sunduğu ‘15 Temmuz’ temalı gösteri, izleyicilerin beğenisini topladı. KALKIŞMA VE HAİN BİR OLAY15 Temmuz'daki darbe girişiminin bertaraf edilmesi için elinde Türk bayrağıyla Çankaya Köşkü önünde tankın altına yatan Yaşar Yaldız, yaptığı konuşmada, daha öncelerde Türkiye'de her 10 yılda bir krizlerin olduğunu, bu krizlerde ceplerindekileri götürdüklerini ve her yüz senede de böyle bir kalkışma ve hain bir olayın yaşandığını söyledi. Yaldız, "Bu ABD'deki FETÖ şeytanı, kurtarıcı rolüyle gelip bizi 300 bin metrekareyi başarı gibi gösterecekti. Aynı oyunu Türk milleti yemedi, ecdadına, geçmişine, şehitlerine ve gazilerine yakışır bir şekilde vatanın bölünmez birliğini ve bütünlüğünü savunmuş olduk" diye konuştu. ANNEM ARADIİstanbul'da 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde direniş gösteren Ayla Kasarcı ise o günlerde kanser tedavisi gördüğünü söyledi. Kasarcı, şöyle devam etti: "O gece annem telefon açtı. 'Köprünün dibinde oturuyorsun, evde ne işin var? Kocanı al dışarıya çık' dedi. Kızım 'anne gitmeyin' dedi. Kızıma 2 seçeneğimiz var dedim. Ya şehit, kahraman olacağız ya da en kötü vatan haini ilan edileceğiz. Eğer o barbarlar, hırsızlar başarılı olsaydı bizler vatan haini ilan edilecektik. Benim çocuklarımın geleceğine tecavüz edenlere ben fırsat tanımamalıydım. O düşünceyle dışarı çıktık, eşimle birlikte köprüye yürüdük. Kanser hastası olduğumda ölmekten çok korktum ancak 15 Temmuz gecesi ölmekten hiç korkmadım. Biz küçükken askere selam verdiğimiz zaman asker bize tebessüm edince mutlu olan çocuklardık. Bizim askerimize olan güvenimizi sarsmaya çalıştılar, başarılı olamadılar. Ben dava dilekçemde de 'TSK'dan şikayetçi değilim. Ben TSK'nın içerisinde yuvalanmış terör örgütünden, hırsızlardan ve vatan hainlerinden şikayetçiyim' dedim." AKLIMIN UCUNDAN GEÇMEDİGenelkurmay Başkanlığı önünde darbeci askerlere engel olmaya çalışan Abdullah İrgin de kendisinin kahramanlığını kabul edemediğini ifade etti. "Kahramanlar, yurdu yaşatmak için can verir" diyen İrgin, "Kahraman dediğimiz insanlar Hakkari, Şırnak, Diyarbakır, Ankara ve İstanbul'da bu vatanın bölünmez bütünlüğü için, bayrak inmesin, ezan dinmesin diye canlarını feda eden insanlardır. Biz bir şehit verdiğimiz zaman evdeki kendi çocuğumuzu sevemeyen insanlarız. Acaba o şehidin de çocuğu var mı diye. Biz böyle bir milletiz. Ayakları taşa takılıp yere düşseler, onlardan önce bizim içimiz yanar. O gece bize ateş edecekleri, öldürecekleri aklımızın ucundan bile geçmedi" ifadesini kullandı.