Bir siyah inci

Bir siyah inci

Makamın sarhoşluğu,dünyanın esiri,yalan ve yanlışın kölesi olmuş,kendini efendi gören siyasetciler, bürokratlar, hocalar, müftüler, amirler, memurlar. Bu gidiş nereye,daha nereye kadar. Yalan ve yanlışlarla sürdürülen koskoca bir ömür. Değişik vaat ve söylevler ile hak edilmeden aldatarak elde edilen makamların bir gün elden gideceği vakit o kadar yakın ki,değerlerin bir kenara bırakıldığı,makam uğruna feda ettiğimiz değerlerin bir gün bizlerin yakasını toplayacak olması ,o gün geldiğinde vah,tüh gibi serzenişler acaba bizleri kurtaracak mı dersiniz. Bir hilal uğruna Yarab ne güneşler batıyor diye bizlere hakikatı haykıranların nasihatları eşliğinde siyasi rant uğruna atılan iftiralar,yenen haklar,söylenen yalanlar,yanlış yönlendirmeler, toplumun ahlakını bozma girişimleri ile gülerek yaptıklarımızı savunmalar. Daha çok kazanma,biriktirme,toplama iç güdüsü ile var olanları yok sayma,yok olmuşları yaşatma gayretlerimiz,değişen kıblemiz ve yanlışlığı kuvvetlendirme çabamız. Bir siyah insan tanıdım. Diplaması yok, okuma yazma bilmiyor. Dünyadan elini eteğini çekmiş,tek gaye olarak sevgiyi seçmiş bu uğurda çekilmesi gereken ne çile varsa çekmiş ve ben size örnek olarak böyle bir hayat tarzını seçtim diye adeta bizlere haykırıyor.Hayatı dilden dile aktarılıyor ne hikmettir kimse böyle bir yaşam mücadelesini hayat nizamı olarak seçmiyor. Kalbinde makam hırsı yok,dünya sevgisi yok,sevdiğine adanan kos koca bir hayat.Karnı acıktığında sevdiğinin yanına gidiyor ben acıktım diyor,sevdiğinin evinde bir dilim arpa ekmeği ve sirke ile karnını doyuruyor.Öyle sevmiş ki,sevdiğinin aile fertlerinden biri olmuş.Sınırsız sevmiş,farkında olmadan sınırsızca sevilmiş. Bir gün sevdiği vefat edince o toprağın altında iken bu belde de ben toprağın üzerinde yürüyemem diyerek sevdiğinin memleketini terk etmiş,yıllar sonra sevdiğinin beldesine geldiğinde onu görenler sevdiğin hayata mı döndü diye sormuşlar,işte akıllarda böyle bir iz bırakmış o siyah derili adam işte. Siyasetciler,bürokratlar,hocalar,müftüler,amirler,memurlar,hırslarının kurbanı sevgi yoksunları bu siyah derili Bilali Habeşinin oksfort diplaması yok ama, 1438 yıldır hatırlarda,sizlerle beraber bizler, ne kadar akıllarda kalacağız dersiniz.Bizler yok olduktan sonra hayatımızdan hangi kesitler bizden sonrakilere anlatılacak acaba.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.