Bozkır’ın son aşığı ‘Garip’

‘Garip’ mahlası ile bilinen Bozkır topraklarının son aşığı Neşet Ertaş. Aramızdan ayrılıp, ebediyete göçeli tam 10 yıl oldu. Ölümünün ardından geride milyonlarca hayran ve yüzlerce eser bıraktı.

1938 YILINDA, ÇİÇEKDAĞI’NDA BİR GARİP DÜNYAYA GELDİ
Abdallık kültürünün ve müzik geleneğinin son büyük temsilcisi olarak gösterilen Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir’e bağlı Çiçekdağı’nın Kırtıllar köyünde dünyaya geldi. Kırşehirli bir baba ve Kırıkkaleli bir annenin çocukları olarak dünyaya gelen Ertaş, küçük yaşlarda babası Muharrem Ertaş ile gittiği düğünlerde mesleğe başladı. Henüz 12 yaşındayken annesini kaybeden Ertaş’ın hayatı bin bir zorluk ve çile ile geçti.

“GELELİ GÜLMEDİM BEN BU CİHANA”
Hayatı boyunca okula gitmeyen Ertaş, kendi imkanları ile önce keman, sonra cümbüş ve daha sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş’ın sanatından etkilenen ve ‘Babamla ben aynı ruhun insanıyız’ diyen Ertaş, babası ile birlikte gittiği düğünlerden para kazanmaya başladı. Ertaş’ın ilk adını duyurması ise 1950 yılında TRT Ankara Radyosu’nda oldu. Canlı olarak yayınlanan Yurttan Sesler programına katılan Ertaş, ‘Geleli gülmedim ben bu cihana’ adlı bozlağı solo olarak çalıp, okudu. Ertaş’ın bu performansı kısa sürede ülke genelinde duyuldu.

TÜRKİYE’NİN TÜM ŞEHİRLERİNDE KONSER VERDİ
1957 yılına gelindiğinde İstanbul’a giderek, babasına ait türküleri seslendirdi ve ilk plağını çıkardı. 2 yıl İstanbul’da çalıştıktan sonra Ankara’ya giden Ertaş, müzik hayatına Kazablanka Gazinosu’nda devam etti. Daha sonra turnelere çıkan Ertaş, Türkiye’nin tüm şehirlerini ve pek çok ilçesini gezdi. Bu sırada Leyla ile tanışan Ertaş, sırılsıklam aşık olduğu Leyla ile kısa süre sonra evlendi. 7 yıl süren evliliklerinde Döne ve Canan isminde iki kızı ve Hüseyin adında bir erkek çocukları oldu. 

NE SÖYLESEM BOŞA LEYLA’M
Neşet Ertaş’ın belki de en büyülü türküleri, Leyla ile ayrılığı sonrası yazılmıştır. Ertaş, Leyla’sı ile ayrılmasının ardından Kendim Ettim Kendim Buldum, Hata Benim, Ahirim Sensin ve Leyla’m türkülerini yazdı. Bu türküler ise Ertaş’ın en çok bilinen türküleri oldu.

GARİP OLMAK SUÇ MU İDİ?
Neşet Ertaş’ın ‘Vay Vay Dünya’ isimli türküsünün de acı dolu bir hikayesi olduğu söylenir. Hikaye şöyledir; Neşet Ertaş, henüz çok meşhur olmadığı dönemlerde, yöre halkının düğünlerine gitmektedir ve ekmek parasını öyle çıkarmaktadır. Adını bilmediğimiz, Neşet Ertaş’ın ‘Menom’ olarak adlandırdığı bir de sevdiği vardır. Ertaş, sevdiği kızı babasından istemiştir, ancak babası fakir olduğu için kızı Neşet’e vermemiştir. Neşet ise aşkını kalbine gömmüş ve ekmek parasının peşine düşmüştür. Bir gün bir düğünde oyun havaları çalıp, düğün halkını eğlendirmektedir. Arkadaşlarından biri koşarak yanına gelir ve kulağına sevdiği kızın öldüğünü söyler. Sevdiğinin ölümü bir tarafta, ekmek parası bir taraftadır. Düğün halkını bırakıp gidemez. Alır eline sazı neşeli neşeli çalar ama sözlerden acı akar. “Bugün bana bir hal oldu, yardan kara haber geldi, bu haber bağrımı deldi, bir de duydum Menom öldü.” Bu hikayeyi bilen bir gazeteci yıllar sonra Neşet Ertaş’a sorar, ‘Efendim, Leyla’yı mı daha çok sevdiniz yoksa Menom’u mu?’ Ertaş bu soruyu şöyle cevaplar, ‘Leyla’yı çok sevdim. Menom’a hala aşığım.’ Neşet Ertaş’ın her türküsü için hatta hayatı için birçok hikaye anlatılmıştır. Bu hikayeler doğru mudur bilinmez. Ancak bir şeyden eminiz ki; Bozkır’ın Tezenesi, hayatı boyunca çok acılar çekmiştir. Anadolu’nun Garibini, ölümünün 10. yılında saygı, özlem ve rahmetle anıyoruz...

Haber: Burak Çalışkan 
 


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.