İskandinavya da bir Kırıkkale’li

İskandinavya da bir Kırıkkale’li
Emre Kandemir 'in kaleminden 'İskandinavya da bir Kırıkkale’li'

Mustafa, otuzuna değmemiş yiğit bir Anadolu gencidir ve gönlü memleket hasretiyle tütmektedir. Attı kısmet bizi gurbet ellere diyerek yollara düşmüş, rızkı biraz uzakta, İskandinavya’da bulmuştur. Oysa o da Kırıkkalelidir. İşçi emeklisi bir babanın oğludur. Çalmanın, çırpmanın, kısa yoldan zengin olmanın değil, Adam olmanın ilmini öğrenmiştir Hilmi Amcadan.  Malı mülkü yoktur belki ama gönlü alabildiğine büyüktür.   O da isterdi, çarşıya yakın bir mahallede oturup Zafer caddesinde arabayla gezmeyi, ama ne yaparsın kader diyor. Bir gün elbet dönerim ana vatanıma, ata toprağıma diyor umut dolu gözleriyle. Bir bahar akşamı yürürüm,  Noktadan Cumartesi pazarına doğru.   Arkadaşları, akrabaları İstanbul’u Sivas’ı gurbet sayarken, o gurbetin katmerlisini 3900 kilometre ötede yaşıyor. Neden diyorum Mustafa, neden bu kadar uzak, anlat bu işin Aslını. Yüzünde bozkırı yeşertecek bir gülümse! Aslı gönlümüzde diyor, Neşet Ertaş’ı andıran bir tavırla.   Dedik ya, gönlü büyüktür diye, hasreti, gurbeti taşıyan gönlü, sevdayı da yük saymıyor. Nasıl diyorum oralar, ne hissediyor orada insanlar?   Sistemleri bizden çok iyi, her şeyleri bir düzen içinde, iş zamanında işin, eğlence zamanında eğlencenin hakkını veriyorlar. Soğuk da olsa, yeryüzünde kendi cennetlerini yaşıyorlar. Ama bir oyun havası açıyorum, bön bön yüzüme bakıyorlar. Ruh yok yani diyor Mustafa, her yeri altından olsa neme yarar bu memleketin. Bir bozlak duyup da kendinden geçmeyenin, adamlığından şüphe ederim.   Üzülüyorum diyor Mustafa, oradan bakınca ülkeme. Bu terör, bu gözyaşı bu çatışma canımı yakıyor kaç bin kilometre uzaktan. Ben biliyorum da, büyüklerimiz mi bilmiyor nasıl kurtuluruz bu tuzaktan. Memleketin kıymetini bilmeyeni, gurbetle cezalandırmalı diyor şöyle en ağırından.   Nesini seversin peki oraların diyorum. Memlekete dönüşünü diyor. En sevdiğim yönü budur. Geri Döneceğimi bilsem de, kendi toprağıma basmak beni mutlu ediyor.   Biliyorum bir gün dönecek Mustafa, üstelik yalnız da olmayacak, bir Anadolu Efe’si yanında. Yürüyecek Kırıkkale’nin tozlu kaldırımlarında. Estetiğe, Şehir planına aşina gözleri hiç yadırgamayacak çarpık binalarına bakarken memleketinin. Çünkü gönlü hasrettir anasına, toprağına, dostlarına.   Ve gidecek nice Mustafalar yakın veya uzak gurbet ellerine. Boşalacak köyleri Delice’nin Keskin’in. Herkesin sevdiği yerde yaşamaya ve mutlu olmaya hakkı varken, nimeti paylaşanlar belirleyecek nerede yaşayacağımızı. Biz yine, babalarımızın nasırlı ellerinden devraldığımız, külfeti paylaşacağız büyük bir hasret ve zevkle.   Mustafalar memleketinde mutlu olsun diye, nimeti ve külfeti eşit paylaşmak dileğiyle.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.