Kaldırın bu enkazı!

Kaldırın bu enkazı!

Armaya gönül verenler iyi bilir. Uzun yıllardır maç gecesi içimizi bir heyecan kaplar. Yatarız ama gözümüze uyku girmez. Acabalarla uykuya dalarız. Gecenin bir yarısı ansızın uyandığımızda aklımızda yine Kırıkkalespor vardır. Hatta uykusuz kaldığımız günler de olmuştur.   Şimdilerde bu heyecan iyice azalmaya başladı. Heyecanın yerini korku almaya başladı. Maçtan sonraki günlerde de uykusuz kalmaya başladık iyi mi…   Bu hafta ligde düşme potasındaki rakiplerimizden Dersim’e karşı etkisiz kaldık. Serbest vuruşu saymazsak, doğru düzgün kaleye şutumuz dahi yok. En iyi oyuncumuzun kalecimiz olması durumun özeti aslında.   Futbol mantalitesi gereği düşme hattındaki takım can havliyle saldırır, gol atmaya çalışır, hırslı bir şekilde mücadele eder…   Bizim takımın ise maşallahı var. Oyuncularımız kendilerini hiç kasmıyorlar. Adeta top benden çıksın da ne olursa olsun havasındalar. Orta sahada top kaptırıyoruz. Atak tehlikeli olacak belli. Bizimkiler taktik faul yapmayı dahi denemiyorlar. İki maçta da aynı pozisyonu yaşadık. Sonuçta gol yedik…   Kusura bakmayın da böyle oynadığımız sürece malum sonuç ka-çı-nıl-maz!   Şimdi takım oturmadı diyenler falan olacaktır. Tek tek kaybediyoruz maçları. Takımın oturması için sezonun bitmesini mi bekleyeceğiz?   Yönetim üzerine düşen görevi fazlasıyla yaptı. İmkânsızlar içinde imkânlar zorlandı. Teknik heyetin talebi ve yönetimin uygun bulmasıyla gerekenden fazla transfer yapıldı. Hatta bazı bölgelerde 2-3 alternatif var. Futbolcular paralarını alıyor. Takımda maddi sıkıntı da yok.   Bu maç için 50.000 TL prim açıklanmıştı. Demek ki futbolcularımızın prime falan da ihtiyacı yok!   Peki sorun ne? Sorunlardan birisi maalesef transferler.   Takım bir türlü organize olamıyor. En büyük sorunumuz da orta sahada.   O kadar futbolcu transferi yapılırken orta sahanın ortasına sağlam bir 10 numara neden alınmadı?   Diğer bir sorunumuz ise gol atamamak. Alternatif futbolcular yerine, bu ligin üzerinde kaliteli bir forvet neden alınmadı?   Neyse. Bunları konuşmanın zamanı geçti. Elimizdeki futbolculara güveniyoruz diyelim.   Adama sormazlar mı?   Söylesene, söylesene, sayın hocam, takım niye oynamıyor???   Aynı kadroda ısrar etmenin sebebi nedir? Orta sahada en azından ikinci yarı oynayabilecek kaptan Uğur seçeneği neden değerlendirilmiyor? Şervan, Selahattin, Mami gibi alternatifler düşünülemez mi?   Burada artık iş yönetime düşüyor. Bu enkazın kaldırılmasında en büyük sorumluluk sizin.   Hoca değişikliği dahil tüm seçenekler masaya yatırılmalıdır. Olmuyorsa zorlamaya gerek yok. Geç olmadan kan değişimi yapılmalı.   Dere geçilirken at değiştirilmez diyebilirsiniz. Böyle giderse o derede boğulacağımız aşikar…   Bir sorunumuz da Başpınar. Nedense bu stat bize hiç uğurlu gelmiyor. Kalan maçlarımızı Karabudak’ta oynarsak seyirci baskısı ile sonuca etki edebiliriz. Bu durumu yönetimin dikkate alması gerekiyor.   Son sözümüz futbolcularımıza: Yeter artık. Sabrımız gerçekten taşıyor. Sizden çok şey istemiyoruz. Sadece ve sadece işinizi yapmanızı istiyoruz.   Bir maç kaybına daha tahammülümüz yok. Artık umutlanıp hayal kırıklığı yaşamak istemiyoruz.   Bu, her şeye rağmen stada gelen, cezalı olmamıza rağmen stat dışından destek vermeyi düşünen, salt Kırıkkalespor sevgisi için koşulsuz destek veren binlerce cefakar taraftarın hakkıdır.   Takımda ruh görmek istiyoruz. Mücadele, hırs, azim, kararlılık istiyoruz. İşiniz kolay değil tamam ama bu enkazı kaldıracak olan yine sizsiniz…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.