Sezonun ardından

Sezonun ardından

Üç sezon ara verdiğimiz ve büyük umutlarla yeniden çıktığımız 3.lige ne yazık ki ilk sezonda veda ettik. Yazık oldu. Yazık ki ne yazık… Rahatlıkla playoff oynanacak vasat bir grupta adeta zor olanı yaptık. El birliği ile şampiyon yaptığımız takımı, yine el birliği ile amatöre düşürdük. Üstelik tarihi farklar yiyerek rezil olduk… Sezona başlarken umutlarımızı taze tutmuş, ilk ve en önemli önceliğimizin ligde kalmak olduğunu belirtmiştik. Olmadı. Peki neden olmadı? Kitabı ortasından açıp suçlu aramaya ya da mazeret bulmaya gerek yok. Olan yine taraftara oldu gibi mağdur edebiyatı da yapmayacağım. Tabi ki olan taraftara da oldu ama bu süreçte genel olarak her kesimin payı var. Resmi tam görebilmek için sezonu taa en başından, hatta geçen seneki şampiyonluk maçından itibaren, tüm yönleriyle analiz etmekte fayda var: Kutlanamayan şampiyonluk TFF’nin uygulaması gereği, kupa maçtan sonra değil, sezonun ilk maçında kendi evimizde oynadığımız ilk maçta verildi. Şampiyon futbolcular kupayı göremedi, kupaya dokunamadı. Gözlerimiz kupa töreninde şampiyon takımı ve eski yönetimi aradı. Ne yazık ki onları hak ettikleri kupa ile aynı karede göremedik. Şampiyonluk Primi Hepimizin bildiği ama kimsenin bir şey yapmadığı konu… Söz verildiği halde futbolculara şampiyonluk primi verilmedi. Çoğu futbolcumuz bu durumu defalarca dile getirdi. Çok şey değil, alın terlerinin ve emeklerinin karşılığını istediler. Belki de onların ahı alındı. Belki de düşmemizin en büyük sebeplerinden biri de buydu… Yönetim karmaşası ve kayyum sorunu Şampiyonluk maçından sonra daha futbolcuların teri kurumamışken, tüm şehir Cumhuriyet Meydanında şampiyonluk için beklerken yönetim arasında sorun başladı. Şampiyonluğu bile doğru düzgün kutlayamadık. Karakuş ve Sendika kanadı arasında başlayan gerilim mahkemeye taşındı. Takım sahipsiz kaldı. 2 kez kayyum atandı. Yönetim 3 kez el değiştirdi. En büyük sıkıntılar bu süreçte yaşandı. Futbolcular alacaklarını alamadıkları gerekçesiyle maça çıkmak istemediler. Kadro yeterli gelmedi. Takım skor üretemedi. Yönetim nihayet ikinci yarı başlamadan belli oldu. Sendika görevi devraldı ama işin sonunu getiremedik. Takım Kadrosu ve Teknik Direktör Tercihi Sezon başında kısıtlı imkânlarla kurulan takım beklentiyi karşılayamadı. Transferler de bekleneni veremedi. Bu arada iki hoca değişikliği yapıldı. İkinci yarıda ise yönetim sorununun çözülmesiyle yeni hoca belirlendi ve transferler yapıldı. Ancak transfer yapmak için transfer yapıldı. Sezon boyunca dile getirdiğimiz orta saha sorunu bir türlü çözülemedi. Farklı bölgelere 2-3 oyuncu alınmasına rağmen orta sahaya istenilen kalitede oyuncu alınmadı. Bu bölgede bir türlü beklenti karşılanmadı. Zamanla futbolcu tercihlerinin çoğunun yerinde olmadığını gördük. Elinden geleni yapmaya çalışan, iyi niyetli ve özverili bazı futbolcularımızın çabası ise yeterli gelmedi. Takımda gruplaşma oldu. Hocamız, kendi kurduğu takımda bir türlü ideal kadro oluşturamadı. Daha doğrusu bir türlü takım olmayı beceremedik. Eksiklikleri biz tribünden görmemize rağmen o bir türlü göremedi. Sistem oluşturamadı, takımı oynatamadı. Yönetim hocayı gönderdiğinde ise çoktan iş işten geçmişti… Tesis ve Stat Sorunu Bir takım düşünün, kendi evinde oynayacağı her maça deplasmana gelir gibi Ankara’dan çıksın gelsin. Futbolcular şehirden uzak kalsın. Şehirde konaklayacağı, kamp yapacağı bir tesisi olmasın. Taraftar ve şehir ile bütünleşemesin. Bu durum motivasyon kaybına neden oldu. Görüştüğüm bazı futbolcular da bu durumdan rahatsızlıklarını çoğu kez dile getirdiler. Bir de stat sorunumuz vardı. Başpınar... Burası bir türlü bize uğurlu gelmedi. Burada iki kez küme düştük. Çoğu stattan iyi durumda olan, standartları karşılamadığı (?) gerekçesiyle izin verilmeyen Karabudak’ta oynasaydık durum daha farklı olabilirdi. Olmadı. TFF’den izin çıkmadı… Taraftar Yönetimdeki sorunlar taraftara da yansıdı. Taraftarlar arasında, hatta bazı gruplar içinde bile görüş ayrılıkları oldu. Taraftar ikiye bölündü. Taraftar üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Deplasman dahil son maçlara kadar takıma destek oldu. Zamanla takım eridikçe doğal olarak tribündeki taraftar da eridi. Taraftarın gücünün de bir yere kadar olduğu anlaşıldı… Şehir Desteği Günümüzde siyasilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve şehre yön veren tüm unsurların şehrin takımına sahip çıktığını, tüm şehrin bir araya gelerek takıma destek verdiğini görüyoruz. Geçen sene hep birlikte bunu başardık, şampiyonluk geldi. Bu yıl ise tam aksi oldu. Kısaca özetleyecek olursak takıma sahip çıkılmadı. Maalesef bu şehrin en büyük markası ve reklam yüzü yeniden amatöre düştü. Genel Olarak Fazla detaya girmeden durumu ana hatlarıyla kısaca özetlemeye çalıştım. Her şeye rağmen iş başına gelen yöneticiler iyi niyetleriyle ellerinden geleni yapmaya çalıştılar. Transfer de yapıldı. Hoca da değişti. Ama olmayınca olmadı. Bir değil birçok etken bir araya gelince bu son kaçınılmaz oldu. Yalnızca takım değil tüm şehir küme düştü… Yine de gelecek adına umutluyuz. Önemli olan hatalardan ders çıkarmak. Aynı hataya bir daha düşmemek. Bu sene bizim için acı bir tecrübe oldu. Seneye aynı hatalar yapılmadığı sürece, yukarıda bahsettiğim durumlar yönünden olumlu gelişmeler olursa şampiyon olmamamız için bir sebep yok. Vakit kaybetmeden yeni sezonunun hazırlıklarına başlanmalı, bu efsaneyi hep birlikte yeniden ayağa kaldırmalıyız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.