Şımarık Mirasyediler

Şımarık Mirasyediler
Alaattin Güneşer'in 'Şımarık Mirasyediler' adlı köşe yazısı.

Kendi kazanımı olmayan,beleş gibi algılanan,nasıl olsa bedava diyen,hoyratca kullanan,israf eden,emeği hiçe sayan,gayretleri boşa çıkartan zevki sefa ile yöneten insanlar topluluğunun adıdır,miras yiyenler.Zorluklar ile elde edilen kazanımların kolay bir şekilde nankörce temsilide denilmektedir.   Cemaatlerin,idari yapının, siyasetin ve çekirdek aile diye tarif ettiğimiz insanlar toplumunun tamamında neredeyse var olan ve kendinden başkasınına prim hakkı tanımayan bu insanların amaçı, kendi rahatlarını düşünmekten başka bir şey değildir.   Emeği olmadan kazananlar,birilerinin dizinin dibinde oturarak elde edilen makamlar,dünya niğmetlerini hoyratca kullanan,vefa bilmez,saygısız,kibirli,kendini beğenmiş insanların akıbetlerinin örnekleri ile toplumumuzda karşılaşmaktayız.Sonları üzüntü,elem,acı ve keder.Fitnelere bulaşmış,yalanlar ile sürdürülmeye çalışılan yalan bir hayat.   Siyasete baktığımızda görevlerinden el çektirilen Belediye Başkanları,Genel Başkan Yardımcıları,Meclis üyeleri ya da partilerinden ihraç edilen insanlar.Sözde makam kendilerine baki,liderlerinin sermayesi ile ayakta kalmaya çalışanlar,emeği hiçe sayanlar toplumumuzda yok olmakta.   Cumhurbaşkanı'nın adı ile ayakta kalanlar,ahlakını kullananlar,toplumumuzda karşılık bulmuş Cumhurun gayretlerinin yeterli kalacağını düşünenler,oturdukları koltukların hakkını veremeyenler,Cumhur tarafından takdir görmemekte ve bir bir ayıklanmaktadır.   Cumhurbaşkanı uyumayıp gayret sarf ederken,görev verdiklerinin uyuması,makamını hoyratca kullanması,hizmetlere katkı sunmaması,,ehli keyf bir hayat sürmeler,Sayın Cumhurun toplumdaki değerini yok etme gayretleri olarak yorumlanmakta.   Her fırsatta Devleti yaşat ki Millet yaşasın söylevleri ile insanların önüne çıkan,Halka hizmetin hakka hizmet olduğu haykıran Cumhurun arkasında yürüyenler bu söylevlerin vasıflarını kullanarak ayakta kalma mücadelesi vermektedir.   Peki sadece siyasettemidir bu durum.Cemaatler,aileler,kurumlar ve kuruluşlar içerisinde bu insanlara rastlamıyormuyuz.Çekemezlik ve riya ile kısır bir döngü içerisinde, ardından gittikleri insanların kendilerine emanet ettikleri,dava,yol,emanet,mal,makam gibi güçleri hoyratca kullananların akıbetleri nicedir.   Yalnızlık,sefalet ve kimseniz bir son.Hafızalarda yer tutmayan,insan kalbinden silinmiş,söylevlerde yer almayan,yapayalnız bir ölümü bekleyiş değilmidir.   Üstad Abdullah Çetin FARUKİ'nin  dediği gibi;''kendisinde olmayan bir niğmeti başkasında da yok saymak,makamın ve arzularının esiri olmak, gaflet çukurunda kaybolmaktır''.    

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.