Türk Dünyası Kongresi’ne yoğun ilgi

Türk Dünyası Kongresi’ne yoğun ilgi
II. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Araştırmaları Kongresi, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) ve Azerbaycan Bilimler Akademisi işbirliği ile ALKÜ’de gerçekleştirildi.
II. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Araştırmaları Kongresi, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) ve Azerbaycan Bilimler Akademisi işbirliği ile ALKÜ’de gerçekleştirildi. FOTOĞRAF SERGİSİ DÜZENLENDİ Dünyası Sosyal Bilimler Araştırmaları Kongresi, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi ev sahipliğinde Azerbaycan Bilimler Akademisi işbirliği ile Asia Becah Otel’de gerçekleştirildi. Kazakistan, Kırgızistan, Arnavutluk, İran, Kenya, Güney Kore, Özbekistan, Azerbaycan, Irak, Makedonya ve Türkiye olmak üzere toplam 11 ülkeden 120 katılımcı 234 bildiri ile kongreye katıldı. 3 gün 3 salonda 29 oturumun gerçekleştirildiği kongrede bir de Türk Coğrafyası’ndan Esintiler başlıklı kişisel fotoğraf sergisi düzenlendi.   “TÜRKLER KALICI MEDENİYETLER OLUŞTURDU” Güneş’in doğduğu yerden Avrupa’nı göbeğine kadar hep Türk medeniyetlerinin izlerinin görüldüğüne değinen Kongre Koordinatörü ve Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Öğretim Üyesi Galip Sayılov, “Milletleri meydana getiren temel prensiplerden biri de kültür dediğimiz maddi ve manevi değerlerdir. Dil, örf, adet, tarih, sanat ve edebiyat kendi kimliğimizi belirleyen temel prensiplerdir. Bu bakımdan milletlerin varoluş sebeplerinden en önemlisi milli toplumun sosyal dokusu olan kültür ve medeniyet unsurudur. Bugün Türk Coğrafyası araştırmalarında medeniyet ve değerlerin Türk Dünyasındaki istikametlerini konuşacağız. Türkçülük ve İslam kaynaklı temel değerler önemli şahsiyetlerin yetişmesine zemin hazırlamıştır. Türklük ata yurdu Orta Asya’dan çevreye doğru hızla yayılmış, sürekli ve kalıcı medeniyet havzaları oluşturmuş ve oluşturmaktadır. Güneş’in doğduğu yerden Avrupa’nı göbeğine kadar hep Türk medeniyetlerinin izlerini görürüz. Bizim üzerimize düşen en büyük görev ise bu medeniyetleri ve gördüklerimizi sonuna kadar anlatmaktır” dedi.   “DÜNYANIN EN ESKİ DİLİ TÜRKÇE’DİR” Türkçe’nin dünyanın en eski dillerinden biri olduğunu ifade eden Tiran Üniversitesi Öğretim Üyesi Adriatik Dejaj, “Dünyanın en eski dillerinden biri Türkçe’dir. Yazı dili olarak en eski dillerin başında da ilk Türkçe Alfabesi olan ‘Runik Alfabesi’ gelir. M.Ö. 4. Yüzyılda İskitler döneminde yapılan Isık Kurganı’nda bulunan bir vazoda, Altın Elbiseli Adam’ın hemen yanında Runik yazıları görülmüştür. Göktürk abidelerinin ve yazılarının dilbilimsel değerlerini ölçmeye kalksak da Anadolu insanının dediği gibi bir ömür yetmez. Günümüz dünyasında 3 lingua franga’lardan bahsedebiliriz. Birincisi 470 milyon kişinin kullandığı İngilizce, ikincisi 300 milyon kişinin anadil olarak kullandığı ve daha fazla kişinin konuştuğu Türkçe, üçüncüsü ise 260 milyon kişinin kullandığı İspanyolca’dır. Her ne kadar Çin ve Hindistan’da kullanılan dillerin nüfus bakımından sayısı fazla olsa da bunlar kendi coğrafyaları haricinde kullanımı yaygın olmayan dillerdir” diye konuştu.   “TÜRKLER DÜNYAYA REHBER OLSUN İSTERİM” Antalya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Dülger de, “Türk Dünyası ve Türk Coğrafyası benim en hassas olduğum konularıdır. İnşallah bilimde de, sanatta da, siyasette de, ekonomide de, her alanda Türk Dünyası dünyaya rehber olsun isterim. Türklerin hakikaten dünyaya rehberlik yaptığı dönemlerde insanlık huzur içindeydi ve mutluydu. Nerde bir kaos nerde bir kargaşa varsa ecdadım onlara adalet götürmek ve zulmü yenmek için gittiler” dedi.   “İLK KELİMEMİZ KIMRAK’DIR” Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ da, “1991 yılında SSCB’nin resmen dağılmasıyla Türk Dünyası diye bir kavram ortaya çıktı. Bizden önceki ecdadımız iletişim imkânları kısıtlı bile olsa birbirlerini takip edebiliyorlardı. Çeşitli siyasi nedenlerden dolayı araya bazı engeller girdi ve iletişim koptu. Türklüğü tanımlamak için iki kavram ortaya çıkıyor. Birincisi tarihi derinlik, iki coğrafi genişliktir. Tarihi derinliğine baktığınızda dilden de hareketlerle en eski Çin lügatlarında rastlıyoruz ve ilk kelimemizde Kımrak’dır. 3 bin 200 yıl öncesinde giden bir kelimedir. Açılışın sonunda ise Ahmet Yesevi Üniversitesi Filoloji Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Nur Savule Aytbeyava, ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Leyal Harputlu, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Harun Uçak ve Strateji Daire Başkanı Doç. Dr. Kemal Vatansever’e hediyeler takdim etti.

Türk-Dünyası-Kongresi’ne-yoğun-ilgi.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.