Hasan Dede’nin bu hikayesini biliyor musunuz?
KIRIKKALE’NİN ÖNEMLİ BİR DEĞERİ
Kırıkkale, birbirinden farklı hayatlara ev sahipliği yapan, medeniyetlerin gelip geçtiği, kiminin ardında evler, binalar bıraktığı, kimininse geride şiirler, hikayeler unuttuğu bir memleket. Kırıkkale’nin değerleri, aşıkları, ozanları, evliyaları, erenleri saymakla bitmez. Ancak, biz sizler için bir tanesini seçtik. Bugün gazetemizin bu köşesine Hasan Dede konuk olacak.
HASAN DEDE KİMDİR?
Hasan Dede, Hz. Peygamber (S.A.V) soyundan, Karaman Ustacalı Dergahı’nın piri Şeyh Yakup Fakih’in oğludur. Hasan Dede, 1515 yılının bahar mevsiminde Anadolu’ya gelir. Hasan Dede ve babası Yakup Fakih gibi pirlerin Anadolu’ya gelişi ve burada sergiledikleri barışçı ve hoşgörülü davranışları, Anadolu’nun Türkleşmesinde önemli bir rol oynamaktadır. O yıllarda Suluca Karahöyük’te bulunan Hasan Dede’ye Peygemberin tahta kılıcı verilir. Daha sonra Hasan Dede, Anavarza’ya gider ve bir süre burada kalır. Hasan Dede bu dönemlerde, Kanuni Sultan Süleyman’ın ordu kumandanı olarak 1’inci Viyana Kuşatması’nda yer alır.
HASAN DEDE’NİN KIRIKKALE’YE GELİŞİ
Hasan Dede, 1579 yılında Kırıkkale’ye gelir ve şuan Hasan Dede Kasabası olarak bildiğimiz bölgeye yerleşir. Yanında 8 dervişi ile Kırıkkale’ye gelen Hasan Dede, burada bağ ve bahçe işleri ile uğraşan Hasan Dede’nin ilginç de bir lakabı vardır. Hasan Dede, yetiştirdiği büyük ve güzel karpuzlarla da bilinir. Bu nedenle Hasan Dede’ye yöre halkı tarafından ‘Karpuzu Büyük Hasan Dede’ de denir.
GÜVERCİNE DÖNÜŞEN TAŞ
Her yıl birçok insan tarafından ziyaret edilen Hasan Dede Türbesi’nin de ilginç bir hikayesi vardır. Rivayete göre, yörenin ileri gelenlerinden Ömer Ağa, Hacca gitmeden önce Hasan Dede’nin yanına gelir. Hasan Dede, Hacca gidecek olan Ömer Ağaya küçük bir bohça verir ve bu bohçayı Mekke Şerifi’ne vermesini söyler. Yola çıktıktan sonra bohçanın içindekini merak eden Ömer Ağa, bohçayı açtığı zaman içinde iki karpuz çekirdeği ve birde kömür parçası görür. Ömer Ağa, Mekke’ye ulaştığı zaman elindeki küçük bohçayı Mekke Şerifi’ne vermekten utanır. Ancak Mekke Şerifi, kendisine gönderilen bir emanet olduğunu söyler. Bunun üzerine Ömer Ağa, Mekke Şerifi’nin huzuruna çıkarak, bohçayı ona verir. Bohçanın açılmasıyla birlikte yere düşen iki karpuz çekirdeği kocaman karpuzlara, kömür parçası ise kara bir koyuna dönüşür. Bunun üzerine Mekke Şerifi, küçük bir bohçanın içerisine bir taş koyar ve o taşı Hasan Dede’ye gönderir. Ömer Ağa Mekke’den döndükten sonra bohçayı Hasan Dede’ye verir. Hasan Dede’nin bohçayı açmasıyla birlikte, içinde bulunan taş parçası bir güvercine dönüşür ve cami inşaatında bir türlü taş tutmayan küçük oyuğa yerleşir. Buraya yerleşen güvercin ardından tekrar taşa dönüşür. Bu taş camideki diğer taşlar arasında kolayca ayırt edilebilir.
HASAN DEDE TÜRBESİ VE CAMİSİ NEREDEDİR?
Hasan Dede Türbesi, Hasan Dede Kasabası’nda, Hasan Dede Camisi’nin batı duvarı bitişiğinde yer alır. Burada yan yana iki türbe vardır. Bu türbelerden camiye yakın olanda Hasan Dede, diğer türbede ise hasan dedenin çocukları, Mustafa, Halil İbrahim ve Ümmühan bulunur. Öte yandan Hasan Dede Camisi, Kanuni Sultan Süleyman zamanında, Hasan Dede’nin bizzat kendisi tarafından dönemin en ünlü mimarlarından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.