Kahraman yürekler
ÖLÜRSEM ŞEHİT, KALIRSAM GAZİ OLURUM
Vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak amacıyla şehitlik niyetiyle yola çıkarak gaziliğin onur ve gururunu yaşayan kahraman yürekler onlar. ‘Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum’ desturuyla yola çıkanlar, bugün gaziliğin verdiği onur ve gurur madalyalarını, kalplerinin üzerinde bir nişane olarak taşıyor. ‘19 Eylül Gaziler Günü’ nedeniyle Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği’nde bulunan gaziler ile vatan sevgisinin öylesine söylenmiş olmadığını göstermek için özel bir röportaj gerçekleştirdik.
Nasıl gazi oldunuz? Gazilik sizin için ne ifade ediyor? (Gazi Rifat Öcal)
“Askerlik görevimi yerine getirmek üzere acemi birliğimi Isparta’da, usta birliğimi Hakkari’de komando tugay komutanlığında yaptım. 7 Kasım 1997 yılında terörle mücadele sırasında Beytüşşebap bölgesinde ‘Bora 12 Operasyonu’nda yaralandım. Tedavi için ilk önce Van 100. Yıl Hastanesi’ne kaldırıldım. Burada aldığım yara neticesinde sağ ayağım kesildi ve protez takıldı. Daha sonra Ankara Gülhane Askeri Hastanesi’nde 5-6 ay tedavi sürecim devam etti. Tedaviden sonra emekli sandığı tarafından gazilik unvanı verildi.1998 yılı Nisan ayından itibaren gururla onurla gazilik unvanını taşıyorum.”
Operasyonda ne hissettiniz? Toplum size nasıl bir değer veriyor?
“O anda bir şey düşünemiyorsun. Aklına ailen, sevdiklerin ve şehit olacağın geliyor. Her yerden mermiler geliyor. O durumda gerçekten hiçbir şey düşünemiyorsun. Benden daha ağır şekilde gazilik onuruna erişen arkadaşlarımız var. Bugün vatan yine çağırsa seve seve gitmeye hazırız. Bizim devletimize karşı boynumuz kıldan ince. Devletimiz bizim için her şeyi fazlasıyla yapıyor. Toplumda gazilerimize karşı büyük bir saygı var. Fakat sivil toplum kuruluşlarından gereken değeri göremiyoruz. Biz sadece buraya gelip bir çayımızı içsinler, manevi desteklerini istiyoruz.”
Çatışma esnasında unutamadığınız şey nedir? (Gazi Osman Zengin)
“1973 yılında Manisa’da acemi birliğim sonrası Siirt Aydınlar Komando Bölük Komutanlığı’nda usta birliği görevine gittim. 250 kişilik bir terör grubunun Pervari Köprüçay Karakol baskınında sol gözüme şarapnel parçası geldi ve gazi oldum. Çok büyük sıkıntılı süreçler geçirdik, çoğu arkadaşımız şehit oldu. Onların o anki çatışmadaki sıkıntılarını bizzat gördüm ve yaşadım. O an şehitliğe niyet ederek Kelime-i Şehadet getirdim. Her an şehit olmayı bekledim ama bize nasip olmadı. O sesler yıllarca kulaklarımda yankılandı, asla unutamıyorum.”
Gazi olduğunuzda ne hissettiniz? Aileniz nasıl karşıladı?
“Gözüme şarapnel parçasının isabet ettiği halde çatışmaya devam etmek zorundaydım çünkü etrafımız sarılmıştı. Sağlam gittiğin yerden bir nevi sakat olarak evimize gelmek bizi çok sarstı. İş, geçim derdini düşünürken devletimiz sağ olsun bize sahip çıktı ve bize iş verdi, özlük haklar tanıdı. Ailemiz tabii ki bu duruma üzüldü ama elden bir şey gelmiyordu. Çünkü biz bu toprakları kanımızla sulamaya, düşmana bir karış toprak vermemeye yemin etmiştik. Şehit ailelerimize sabır niyaz ediyorum. Bizlerde bu acıyı yaşadık. Bugün devletimiz çağırsa seve seve can vermeye hazır vaziyette görev alırım.”
Sizi acıtan, içinizde ukde kalan şey nedir? (Gazi Yusuf Baran)
“Şırnak Özel Harekat Tabur Komutanlığı’nda Uzman çavuş olarak görev yaparken 2003 yılında hain bir pusu sonucu gazi oldum. Genç yaşta bir boşluğa düştüm. Hayallerin var gerçekleştiremiyorsun. Koşamamak, top oynayamamak, insanların bakış açısı, ne diyecekler, dalga mı geçecekler, üzülecekler mi? diye bunları düşünmek içinden çıkılmaz bir durum. Benim içinde en büyük ukde kalan çocuklarımla gönlümce top oynayamamak oldu. İsteyerek, severek girdiğim bir meslekti. Bu görevi ailemizden oğlum sürdürecek. Çok zorlu bir süreç yaşadık. Şehit olamadığım için çok üzülüyorum. Çünkü gideceğin yer belli Peygamber efendimizin yanı.”
Aileniz size ve gaziliğe karşı bakış açısı nasıl?
“Ailem her zaman benimle gurur duyuyor. Şehitler ve gaziler bir ailenin değil tüm bir vatanındır. Bir baba olarak çocuklarımla yaşamak istediğim bütün hayaller yarım kaldı.
Şehit ailelerimize söyleyebileceğim tek şey çocuklarıyla gurur ve onur duymalılar. Çünkü onlar bu vatan için, bu millet için, bu bayrak için şehit oldular. Bende şehit olup aileme o gururu yaşatmak isterdim. Ama Allah bize gaziliği nasip etti.”
Şimdi göreve çağırılsanız gider misiniz? (Gazi Sabit Doğan)
“1994 yılında Hakkari’de usta birliğinde askerlik görevini yerine getirirken bir çatışmada gazilik onuruna eriştim. Çatışma esnasında bir kurşunun taşa isabet etmesi sonucu bir kaya parçası gözüme geldi. Çatışma yaklaşık 3-4 saat boyunca sürdü. O an şehit olmayı düşündüm. Vatan ve millet uğruna Peygamber efendimizin yanında olmaya niyetlendim. Şuan bana görev verilse seve seve gitmeye hazırım. Vatan için bir gözüm değil, bedenimin bütün parçaları feda olsun. Ben 52 yaşındayım. Tekrar askere gönderseler tekrar giderim. Vatan için canım feda olsun. Bir gözümü kaybettim diğer gözümü de kaybetmeye hazırım. Biz bu vatan için ölmeye gittik. “
Haber: Ahmet Gökdemir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.