Pandemi Koordinatöründen ’koronavirüs’ açıklaması: 'İlköğretim aşamasını büyük oranda geçtik'
Kırıkkale Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Pandemi Koordinatörü Prof. Dr. Sedat Kaygusuz, Türkiye’de vaka sayılarında düşme, iyileşme sayılarında artışın hızla devam ettiğini belirtti. Süreci ’korona okulu’ diyerek bir benzetme yapan Prof. Dr. Kaygusuz, salgın tedbirlerini başarılı bir şekilde yapan vatandaşların ilköğretimden orta öğretime geçmelerinin şart olduğunu söyledi.
"İlköğretim aşamasında sınıfta kalanlar var"
Prof. Dr. Kaygusuz, şunları kaydetti, "Biz bu salgını yendik mi şimdi? Yendik demek isterdim. Ancak daha önce de söylediğim gibi salgının başlamasıyla birlikte alınan hızlı tedbir sayesinde ülkemiz erken ve çok doğru yaklaşımlarla adımlarını attı. Peki bu ilköğretim aşamasını geçtik mi? Büyük oranda evet. Ama sınıfta kalanlar var mı? Var. Şimdi neredeyse iki aydır bu tedbirlere muntazaman uyan ve uyarıları dikkate alan vatandaşlarımız dışarıya çıkmayı, özgürce hareket etmeyi hak etmiyor mu? Fazlasıyla evet. Ancak sınıfı geçemeyenler yüzünden, yani bu uyarılara dikkat etmeyip gizli veya aşikar şikayeti olup, virüsü taşıyan kişiler bu sınıfı geçen vatandaşımız için maalesef büyük tehdit oluşturacaktır. Bugün itibarıyla yaklaşık 140 bin insanımızda hastalık tespit ettiğimiz durumda, tespit etmediğimiz veya edemediğimiz insan sayımızı elli katıyla bile çarpsak, 6-7 milyon insanımız etkilenmiş diyebiliriz. Yani 83 milyonun 7 milyonunun etkilenmiş olduğunu kabul etsek geri kalan nüfusumuz hala duyarlı, yani hasta olmaya aday. İşte tüm toplum olarak homojen olmadığımız, olamadığımız için, evlerden dışarıya çıktığımızda virüsle karşılaşmaya, sobelenmeye maalesef adayız. O yüzden korona virüste ilköğretimi geçenlerin orta öğretime geçmeleri şarttır. Aksi halde film başa saracak."
"Mesafeli durmaya ve maskeyi doğru şekilde kullanmaya ihtiyaç var"
İlköğretimde korona ile ilgili öğrenilen konuların artık sahada uygulanma aşaması olduğunu aktaran Prof. Dr. Kaygusuz, "Yani yaklaşık 75 milyon insanımızın korona varlığında nasıl davranmamız gerektiği, toplum olarak nasıl eskiye benzer bir hayatı sürdürebileceğimizin pratiği olarak anlamamız lazım. Aslında biz millet olarak kültürümüzde genlerimize kazınmış bazı davranışlara sahibiz. Özellikle toplumsal alanlarda iyi giyinme, güzel kokular kullanma, öksürüp aksırdığımızda mendil kullanma veya ön kolumuza doğru aksırma, yere tükürmeme, kokan çorapla camiye gitmeme, sürekli elimizi yüzümüzü yıkama gibi pek çok insani güzellikleri barındıran bir milletiz. Ancak zamanla uygulamada eksiklerimiz söz konusu. Şimdi yapacağımız bu var olan kültürel davranış kalıplarımızı yeniden aktif şekilde hayatımıza geçirmek. Virüsü de daha fazla tanıdığımıza göre, daha fazla sokağa çıkmaya hazırlandığımız bu dönemde normale dönüş adı altında hastalanmadan bu geçişi sağlamanın yolu, sanki etrafımızdaki herkese virüs taşıyıcıymış gibi davranarak, aslında bu her salgın virüs için de uygulanmalı, mesafeli durmaya yani üç adım uzaklıkta, insanların olduğu kapalı alanlarda ve yoğunlaşma durumu olan açık alanlarda maskemizi doğru biçimde kullanmaya gerek var" diye açıkladı.
"Virüs 75 milyon insanımız için pusudadır"
Birçok insanın maskeyi aksesuar gibi kullandığını dile getiren Prof. Dr. Kaygusuz, "Yani ilköğretimi geçemeyenler ya çene altında ya burun altında. Virüs ağız veya burundan girebildiğine göre sadece ağzı kapatmakla bunu engellememiz olmaz. Ve virüsün en çok canını yakan sabunla veya deterjanla temas konusu. Onun en önemli hücrelerimize tutunma ve hücrelerimizin içerisine girmesini sağlayan ve zarf ismi verilen yapısını, uzvunu bu sabun etkisiz hale getiriyor. O halde normalleşme sürecine gireceksek; mesafeli yaşamayı, elimizi sıkça sabunlu suyla yıkamayı ve elimizi yıkamadan asla yüzümüze gözümüze burnumuza tutmamayı ve gerektiğinde maskeli olmayı bir alışkanlık haline getirmek zorundayız. Yoksa virüs 75 milyon insanımız için pusudadır" dedi.
"Hastalığı geçirmedikçe hepimiz hedef olmaya devam etmiş olacağız"
Pandemi Koordinatörü Prof. Dr. Kaygusuz, "Bizler ifade ettiğimiz şekilde davrandığımız sürece virüsten korunabiliriz. Ancak hastalığı geçirmedikçe hepimiz hedef olmaya devam etmiş olacağız. Bu süre zarfındaki amaçlarımızdan biri, sağlık sistemimizin kapasitesini aşmadan sayıyı en az tutmak idi. İkincisi özellikle ileri yaş ve altta yatan hastalığı olan insanımızı korumak ve geliştirilebilecek bir ilaç veya aşı ortaya çıkana kadar riskten uzak tutmak idi. Ve üçüncü bir ihtimal de virüsün akrabaları olan diğer korona virüslerin davranışlarını incelediğimizde, mutasyona uğramaları yani her çoğalmasında bazı özelliklerini yitirebilme potansiyelinde olması hasebiyle kendi kendine etkisiz hale gelebileceği, dolayısıyla insanlara verdiği zatürre gibi ağır hastalığı yapma gücünü kaybedebileceği hususudur. Belki de yaz aylarında bu mucize gerçekleşir. Biz bu adımları atarken veya mutasyonu beklerken, vatandaşlarımızın korona orta öğretiminden başarıyla çıkmaları zaruridir. Hiçbir sevdiğimizi, saydığımızı toplum olarak yitirmeyi arzu etmeyiz. Her bir vefat nasıl toplum olarak bizi kedere boğuyor görüyorsunuz. Dördüncü ihtimal yok mu? Mutlaka vardır. Ama biz sıradaki adımı atmakla mükellefiz" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.