Salgın, öğrencilerde ve velilerde isteksizlik oluşturdu

“ÇOCUĞUMUZUN YAPTIĞI HER ÇALIŞMAYI ÖNEMSEMELİYİZ”
Koronavirüs salgınında alınan tedbirler ve uygulanan aşılar sonucunda vakalar düşüşe geçti. Vakaların düşmesinin ardından yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nda alınan kararla normalleşme süreci başladı. Süreçle birlikte birçok yasak kalkarken, okullar da eğitim öğretime yeniden açıldı ve hemen ardından yaz dönemine girildi. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan ve uzun süre okula gelmeyen çocukları yaz döneminde neler yapması gerektiği hakkında bilgiler veren Olimpiyat Eğitim Kurumu kurucularından Berat Doğan, “Yaz döneminin ilk adımı kitap okumak olmalıdır. Kitap okumaya başladıktan sonra konu tekrarlarına başlamaları gerekir. Günlük biraz kitap okuyup biraz ders tekrarı yapması konusunda onları ikna etmeliyiz. Sabırla, anlayışla çocuğumuzun yaptığı her bir çalışmayı önemsemeliyiz.” dedi.

“SALGININ SON BULMASI ÇOCUKLARIN EN BÜYÜK HAYALİ”
Doğan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Salgının ülkemizde görülmeye başladığı günlerde ilk tedbirlerden biri eğitime ara verilmesi olmuştu. Bu gerekli bir tedbirdi. Çünkü öğrenci sayımız ve onların okula gidip gelmesinde eşlik eden velileri ile birlikte düşünüldüğünde virüsün yayılması çok hızlı olabilirdi. Çocuklarımızın okullarından, öğretmenlerinden ve arkadaşlarından ayrı kalması ile başlayan ayrılık süreci az da olsa motivasyonlarını bozdu. Milli Eğitim Bakanlığımız eğitime destek çalışmaları ile süreci başarılı bir şekilde yönetmiştir. Ancak salgının gidişatına göre alınan tedbirler öğrencilerimizin üzerinde zaman zaman baskı oluşturmuştur. Gelinen noktada salgının son bulması ve eski günlere dönmek herkesin olduğu gibi çocuklarımızın da en büyük hayalidir.”

“SON YIL ÇOK ÇALIŞIRSAN KAZANIRSIN DÜŞÜNCESİ YANLIŞ”
“Salgın tedbirlerinin son bulması ile çocuklarımızda da velilerimizde de bir isteksizlik oluştuğu görülmektedir. Öncelikle kabul edelim, yorucu bir dönemden geçtik. Kazandıklarımız ve kaybettiklerimiz ile o günler geride kaldı. Çocuklarımızda oluşan isteksizliği onlara baskı yaparak gideremeyiz. Çocuklar haklı ve en çok yorulan onlar oldu. Şimdi teşvik etme zamanı. Beklentilerimizi en aza indirip onları motive edip istekli hale getirmemiz gerekir. Eğitim yılının her dönemi oldukça önemlidir. Geçtiğimiz dönemi en az eksikle tamamlamaları için çabalamalıyız. Çünkü son yıllarda liselere giriş ve yükseköğretime geçiş sınavlarında karşımıza çıkan sorular çözülemeyecek kadar zor değillerdir. Ancak öğrencilerimizin sınavlarda sorulara doğru cevap verebilmesi için dikkatle okuyup hızlı ve hatasız işlemler yapması gerekir. Bunun içinde okuma, anlama ve işleme dökme hızı önem kazanmaktadır. Bu da bir anda oluşabilecek bir olgu değildir. Çocuklarımızın girecekleri sınavlarda istedikleri başarıyı yakalayabilmeleri için her dönemi en az eksikle tamamlamaları gerekir. Eskiden gelen bir anlayışımız vardı, “son yıl çok çalışırsan kazanırsın’ artık bu anlayış tarihe karıştı. Bundan sonra her yıl görmüş oldukları konuları tam anlamıyla öğrenmeleri ve sindirmeleri gerektiğini bilmeliler.”

“YAZ DÖNEMİNİN İLK ADIMI KİTAP OKUMAK”
“Yaz döneminin ilk adımı kitap okumak olmalıdır. Kitap okumaya başladıktan sonra konu tekrarlarına başlamaları gerekir. Günlük biraz kitap okuyup biraz ders tekrarı yapması konusunda onları ikna etmeliyiz. Sabırla, anlayışla çocuğumuzun yaptığı her bir çalışmayı önemsemeliyiz. Hepsini aynı anda yapmasını beklemek hata olur. Onların dinlenmesine, oyunlar oynamasına da izin vermeliyiz. Ders çalışma konusunda isteksiz olmaları demek onların eğitim hayatının bittiği anlamına gelmez. Çocuklarımızdan vazgeçmemiz de mümkün değildir. Sonuçta onlar çocuk ve bugün hayır dediklerine yarın evet diyebileceklerini unutmayalım. Yeter ki sabırla teşvik edelim. Önümüzde bulunan süreci en faydalı şekilde değerlendirmek için onları önemsediğimizi gösterip onların isteklerini yerine getirmeye çalışalım. Daha sonra onlardan kendi isteklerimizi yerine getirmelerini bekleyelim.”

“EN AZ HATA YAPAN EN KAZANÇLI ÇIKAN OLACAK”
“Unutmayalım ki ülkemizde yaşayan her anne baba çocuklarının mutluluğu için imkânlarını seferber ediyor. Bu kadar kıymetli olan varlıklarımızın başarılarına başarı katması en büyük isteğimizdir. Bunun zamanla oluşacağını unutmayalım. Beklentisiz anne baba umutsuz çocuk demektir. Kimse çocuğunun umutsuz olmasını istemez. Sürekli ve düzenli bir çalışmanın sonucunda istenilen başarının gerçekleşeceğini unutmayalım. Yeter ki sabırlı ve anlayışlı olalım. Çocuklarımızın mutluluğunun öncelik olduğunu ve bizim için önemli olduklarını sık sık vurgulayalım. Bu süreçte en az hata yapan en kazançlı çıkan olacaktır.”