Tarihin dokusunu barındıran köy müzesi
HEVESLE BAŞLADI, MÜZEYE DÖNÜŞTÜ
Kırıkkale’nin Ahılı köyü nüfusuna kayıtlı olan 61 yaşındaki Hüseyin Demirbilek, tarih ve kültüre olan merakını memleketinde yaşatıyor. 13 yıl önce bir hevesle başladığı antika eşya biriktirmesi günümüzde ise adeta bir müzeye dönüşmüş durumda. İlk memuriyetinin Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nde olmasının da bu konuda büyük katkı sağladığını söyledi. 2011 yılında Ahılı köyü Ortaokuluna tayini çıktığını ifade eden Demirbilek, “Odamda eşyaları biriktirmeye başladım. Yıllar sonra eşyalar odama sığmamaya başladı ve bugünlere geldik” dedi.
BÜROKRATLARIMIZ DESTEK OLUYOR
Köylülerinin kendisine bu konuda büyük destek sağladığını vurgulayan Demirbilek, “Biriktirdiğimiz bu eşyaları köyümüzün okulunda sergilemeye başladık. Burası adeta tarih dolu bir köy müzesine dönüştü. Burada bulunan eşyalara ben gözüm gibi bakıyorum. Çok geçmiş yıllara tanıklık eden eşyalar bulunuyor. Şehrimizin bürokratlarından Allah razı olsun. Buraya gelerek bizlere her zaman destek oluyorlar. Okulun kapalı olduğu dönemlerde ziyaretçilerimiz buraya geleceği zaman bizlerle iletişime geçiyor.”
PARAYLA SATIN ALINAMAYACAK DEĞERLER
“Ben bu işi severek yapıyorum. Geçmişin tarihi izlerini yansıtıyor. Bütün vatandaşlarımızı müzemizi gezmeye davet ediyorum. Buraya bazıları geliyor, ne kadar değerli eşyalar falan var diyorlar. Ama ben onun maddi değerini değil, manevi değerine önem veriyorum. Eşyalar eskiyebilir, fakat eskiyen eşyaların değeri daha da çok oluyor. Eskiyen sadece insan ömrü, giden ömürde bir daha geri gelmiyor. Bizlerde tarihin unutulmaması için böyle bir çalışma yaptık. Herkesi bekliyoruz” dedi.
BİZİM ADIMIZ ANTİKACIYA ÇIKMIŞ
“Bu eşyaların maddi değerinden çok manevi değerleri çok fazla. Bu işin manevi hazzı bana oldukça mutluluk katıyor. Buradaki eşyaları ve tarihi geçmişimize değer vermeyi seviyorum.
İnsan geçmişini özlediği zaman o geçmişi hatırlatacak bir şeyleri görmek ister. Geçmişi özleyen vatandaşlarımız bizlerle sohbet ederek buradaki eşyaları görerek özlemini gideriyor.
Bizim adımız antikacıya çıkmış. Köylülerimizle konuşurken gerçekten de hep eski konuları konuşuruz, bundan da büyük bir haz almış oluyoruz.”
GENÇLERİMİZ FAZLA MERAKLI DEĞİL
“Ben yaptığım görevimden 4-5 yıl sonra emekli olacağım. Benden sonra burası ne olacak diye düşünüyorum. İnşallah güzel şeyler olur. Okulumuzun müzeye dönüşmesini istiyorum. Herkes buradaki tarihi yansıtan eşyaları görmesini istiyorum. Ülkemizin bazı kesimlerinde benim yaptığım şekilde küçük müzeler var. Gerçekten de bu bölgenin tarihe ışık tuttuğuna inanıyorum. Çağımızdaki gençlerimizin bu gibi tarihi eşyalara merakı ya da bu gibi eşyalardan oluşan bir antika biriktirme merakı yok. Keşke gençlerimiz burada neler olduğunu geçmişte ne gibi yaşanmışlıkların olduğunu kendi gözleriyle görse. Bugünün kıymetini daha iyi anlarlardı. Eski zamanlarda günümüzdeki gibi teknoloji yoktu, bu kadar ilerlememişti. Diyorum ya eskiyen eşyalar değil, insan ömrü. Eşyaların ömrü eskidikçe değeri artıyor fakat insanın giden ömrü ise geri gelmiyor.
ESKİYEN EŞYA DEĞİL, İNSAN ÖMRÜ
“Müzemizde eskiye ışık tutan fotoğraf makineleri, eski saatler, plaklar, tarihe ışık tutan yüzlerce eşya var. Tabağından bıçağına, bıçağından çatalına aklınıza ne geliyorsa her alanda bütün eski eşyaları bizim burada bulmanız mümkün. Çarşıda pazarda nerede ne görürsek bu müzeye katkı sağlaması için getiriyoruz. Müzemiz bu eşyalarla birlikte daha da güçleniyor ve güzelleşiyor. Müzemizin daha da büyük hale gelmesini her alanda tanıtımının yapılarak vatandaşlarımızın daha yoğun ilgi göstermesini bekliyorum. Hem köyümüzün tanıtımı hem de burada bulunan ürünlerin değerine değer katmak için bu ilgiyi bekliyoruz.”
OKULDA TADİLAT YAPILMALI
“Benim buradaki en büyük endişem yer. Yani burada bir yerimiz var ama burada kurulu düzenimiz yok. Sadece okulumuzda 4 tane sınıfımız var. Ama ben bunu sadece tek bir sınıfa sığdırmak zorunda kaldım. Çünkü bunu dağıtıp da diğer sınıflara paylaştırmış olsak çok daha güzel olur. Bu okulun hafifte olsa bir tadilattan geçmesi gerekiyor. Devletimiz bize bu konuda katkıda bulunursa bize de bu okulu tahsis ederlerse biz hiç bir ücret talep etmeyiz. Ben devlet memuruyum şu anda ben köyün ilkokuluna geçici görevle görevlendirirseler hem okulun işlerini de yapmış oluruz hem de bu müzeyi sürekli açık tutmuş oluruz. Beş kuruş da para almadan hizmetimizi yapmış oluruz.
NESİLDEN NESİLE AKTARILSIN
“Şehrimizin bürokratlarına, siyasilerine, yöneticilerine seslenmek istiyorum. İnşallah bu kültür hazinesi kaybolmaz, nesilden nesille aktarılır gelecek nesillere eski neslin nasıl zorluklarla hayatı kazandıklarını ekmeği kazandıklarını bir eğitici eşyalar olur gerçekten de burada yani bir eşyadan tuttun mu gerçekten zincirleme gidebilir. Tarihe merakı olan bütün vatandaşlarımızı buraya davet ediyorum” dedi.
Haber: Zülfiye Unaç-Sinem Budak (Stajyer)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.