Yeni bir bilinç

Yeni bir bilinç
Emre KANDERMİR'in 'Yeni bir bilinç' adlı köşe yazısı.

İnsanın kendisini, çevresini ve olup biteni tanıma, algılama, kavrama, fark etme yetisine bilinç denir. Bilinç sisteminde meydana gelecek en küçük bir sapma; düşünceyi, algıyı ve farkındalığı olması gereken düzlemden çok farklı boyutlara taşıyabilir. Üzülerek şahitlik ediyoruz ki, medeniyetimizin bilinçaltına kodlanmış ahlaki, insani ve İslami değerler, akıl ve mantığın tahayyül ve tahammül edemeyeceği bir süratle zarar görüyor. Bu zarar, kendi zihnimizden başlayarak, kalbimizde, evimizde, mahallemizde, şehrimizde, ülkemizde, coğrafyamızda ve nihai ölçek olan dünyayı kapsar nitelikte etkisini göstermektedir. Küreselleşme ve kapitalizmin küresel belirleyiciliğini esas alan bir fikir yapısı ekonomik alanları olduğu kadar siyasal, kültürel ve düşünsel alanları da kendi sınırları çerçevesinde dönüştürüyor. Bu dönüşüme karşı bir savunma mekanizması geliştiremediğimiz ve tabi ki sarhoş edici etkisine kapıldığımız düzen, bizi ölümcül bir uçuruma sürüklüyor. Uzun vadeli, yapısal ve hayati eylemler yerine kısa vadeli, pragmatist eylemlerle günü kurtarmayı hedefliyoruz. Gerçeklerle yüzleşmekten rahatsızlık duyan, kendi konforu uğruna din, ahlak, toplum, etik yasalarını hiçe sayan heterojen bir toplum yapısına teslim oluyoruz. Son on yıl içerisinde, seksen milyon adede yakın faizli kredi kullanılmıştır. İslami esaslar çerçevesinde haram olan bir eylemi nüfusun neredeyse tamamı işlemiştir. Bu durum kapitalizmin oluşturduğu toplumsal algının, İslami esasları ikinci plana ittiğini göstermektedir. Bankalar, öncelik olarak çıkarı ve kazanmayı hedefledikleri için bankaların şekillendirdiği toplumun çıkarcı ve kazanma odaklı bir topluma evrilmesi yadsınamaz bir durumdur. Biriktirmiş olduğumuz temelsiz ve tutarsız umutlarımızı bir kenara bırakarak, ikili tartışmaların, hangimizin söylediği daha yanlış şeklindeki kısır döngülerin üstesinden gelerek, her türlü konforumuzdan toplumsal fedakârlıklar yaparak, ötekileştirmeyi bırakıp, dinlemeyi ve anlamayı odak noktamıza yerleştirerek, kronik sorunlarımızın çözümünde merkeze neyi koyacağımızın tahlilini yaparak Yeni Bir Bilinç İnşa Etmeliyiz. Eğitimde, siyasette, toplumsal hadiselerde, sosyal mecralarda kullanacağımız bu yeni bilinç, kendiliğinden bir ayağa kalkışın ilk adımı olacaktır. Kaldı ki, bu bilinç yabancısı olduğumuz bir yapı değildir. Çünkü bahsettiğimiz bilinç, tarihimizde ve ruh kökümüzde yer alan bir olgudur. Ahlaki değerleri, etik kuralları ve İslami esasları hapsolduğu, özel hayat sınırlarından çıkartmalı, yaşamın her alanına uygulayarak somutlaştırmalı ve inşa edilen yeni bilince zemin olarak kullanmalıyız. Sağlam zemini olmayan bir bilinç çok tabidir ki, ilk sarsıntıda yerle bir olacaktır. Mevcut durumumuz bunun en açık misalidir. Sonuç olarak, düşünceye, tefekküre, eleştiriye hayat hakkı tanıyacağız. Kendimizi ve neslimizi her yönden bilinçli bir eğitime tabi tutacağız. Okuyacağız. Hayat boyu öğrenme ilkesine aksi hareket etmeyeceğiz. Zihnimizi hakikatlerle meşgul edeceğiz. Dinleyeceğiz. Her fikre ifade imkânı sunup, belirlenen ölçüler potasında eriterek faydalı sonuçlar elde edeceğiz. Mutlak güç ve kudret sahibi olan Allah’tan başkasına iman etmeyeceğiz ve bu bilinci inşa edeceğiz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.