Altundağ: “İnadına kadın erkek eşittir diyeceğiz”

BİRLİK VE BERABERLİK SERGİLENDİ
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü münasebetiyle geleneksel olarak düzenlenen etkinliklere, sendikamızın örgütlü olduğu fabrikalarda çalışan 500’e yakın kadın metal işçisinin yanı sıra yurt dışından 13 ülkeden gelen 50 misafir de katılım sağladı.
Kurultayın sunuculuğunu Kapaklı Şubesi Eğitim Sekreteri Nurten Yüksek üstlenirken, açılış konuşmasını Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Uysal Altundağ yaptı. Konuşmasına, sekiz yıl önce elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz kadın üyelerimizi ve geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Onursal Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ı anarak başlayan Genel Başkanımız Altundağ, “Ebediyete uğurladığımız her emekçi, Türk Metal’in sonsuza kadar sürecek emek mücadelesinin ateşi olacaktır. Türk Metal Sendikası, metal emekçisinin ateşiyle tutuşmuş bir meşaledir ve yeryüzünde metal emekçileri olduğu sürece onların meşalesi olmaya devam edecektir. Ve bizler bu meşaleyi asla söndürmeyeceğiz” dedi.
İNADINA KADIN ERKEK EŞİTTİR DİYECEĞİZ
Altundağ, sendikamızın her platformda kadın üyeleri ve tüm kadınlar için söylenmesi gereken her şeyi söylediğini dile getirirken sözlerine şöyle devam etti: “Eşitlik adına kurulabilecek bütün cümleleri kurduk. Söylediklerimizi, eylemlerimizle de destekledik. Dedik ki erkek ile kadın sadece biyolojik olarak farklı ama sosyal olarak tamamen eşittir.
Emeğin cinsiyeti yoktur. Alın terinin cinsiyeti yoktur. Ve asıl önemlisi insan olmanın, iyi insan olmanın cinsiyeti yoktur. Evet, böyle dedik. Ancak bizim bütün söylemlerimize, çağrılarımıza, taleplerimize rağmen sendikasız, iş güvencesinden yoksun iş yerlerinde kadınlar hala sömürülüyor. Toplumun, insanlıktan ve eğitimden nasibini almamış vicdansız, sözde erkekleri tarafından cinayetlere kurban ediliyor. Tacize uğruyor, şiddet görüyor. Yani biz burada ne söylersek söyleyelim, sorun bir türlü çözülemiyor. Peki, o zaman ne yapacağız? Değişen bir şey yok diye susacak mıyız? Asla susmayacağız. İnadına iyiden, doğrudan, güzelden yana olacağız. İnadına eşitlik ve özgürlük isteyeceğiz. İnadına kadın erkek eşittir diyeceğiz. Bu eşitlik sağlanana kadar da susmayacağız.”
UMUDUMUZU KORUMALIYIZ
Konuşmasına, kadının yerini gösteren istatistiklere değinerek devam eden Altundağ, ülkemizdeki kadın istatistiklerine vurgu yaparak şunları söyledi: “Avrupa Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Enstitüsünün 2023-2024 verilerine göre ülkemizde, kadınların işgücüne katılma oranı ancak yüzde 37. Üstelik işgücüne katılan kadınların sadece 5’te 1’i tam zamanlı çalışıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinde ve kadınların eğitime erişimi endeksinde de durum pek iç açıcı değil. Bu araştırmaya göre yine kadınların, sağlık ve hayatta kalma endeksinde, ekonomiye katılım ve fırsatlar endeksinde, siyasi katılım endeksinde gerilerde yer aldığını görüyoruz. Tablo bu, değerli konuklar. Peki, bu tablo karşısında umutsuzluğa mı kapılmalıyız? Hayır! Asla! Neden umudumuzu korumalıyız biliyor musunuz? Bence bunun iki güçlü nedeni var. İlki Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyetimizin bize kazandırdıkları. Geriye dönüp baktığımda işte bu büyük mirası görüyorum. Batı’da daha kadının adı bile yokken seçme seçilme hakkına sahip olan Türk kadınını, siyasal, ekonomik ve sosyal hayatta öncü rol oynayan kadın yöneticileri, öğretmenleri, pilotları, sanatçıları, bilim insanlarını ve bizleri yetiştiren anaları görüyorum. Diğeri de sizlersiniz değerli kardeşlerim… Türk Metal’in, çalışan, üreten, eğitimli, metale elleriyle şekil veren, aile kuran, çocuk yetiştiren kahraman kadın üyeleri sizlersiniz. Ben, bugüne ve geleceğe baktığımda sizleri görüyorum. Gözlerinizden yansıyan Türkiye sevdasını, ekonomiye yaptığınız katkıyı ve hayatımıza kattığınız o paha biçilmez değeri görüyorum.”
EMEKÇİLERİN YUVASI OLDUĞU KADAR DA KALESİDİR
Altundağ, yaşadığımız bütün toplumsal problemlerin, sosyal adaletsizliğin, ekonomik sorunların, küresel sistem denilen bu dengesizliğin bir çaresi olduğunu ve bu çarenin adının sendika olduğunu vurgularken, “Çünkü sendika demek ekonominin kayıt altına alınması, çalışma hayatında kural ve prensiplerin olması demektir. Hak mücadelesinin mümkün ve meşru olması yani hukuki bir zemininin olması demektir. İnsana yaraşır çalışma koşulları, iş ve gelecek güvencesi demektir. Bireysel olarak gelişme, sosyal yaşam içinde kadının özgür olması demektir. Sadece bu kadar mı? Değil tabii. Sendika çalışma hayatında erkeklerden daha düşük ücrete mahkûm edilen kadınların olmaması demektir. Krizde işten ilk çıkartılan, hamile kalınca işine son verilen kadınların olmaması demektir. Anne olunca iş bulamayan, işi olsa bile süt izni alamayan, çocuğunu bırakacak kreş bulamayan kadınların olmaması demektir. Kısaca sendika emekçinin, özellikle de kadın emekçilerin yuvası olduğu kadar da kalesidir. Başka bir değişle sendika emekçileri hayata karşı savunan, onları her türlü belirsizliğe ve olumsuzluğa karşı koruyan güçlü bir sistemdir. Çok şükür biz, Türk Metal Sendikası olarak, örgütlenme becerisi Dünyadaki en büyük sendikalardan biriyiz. Bu büyüklüğün arkasında sizler varsınız. Sizin azminiz ve inancınız, sizin mücadeleniz ve dayanışma gücünüz var. Tüm bunlar yıllar içinde sendikamızı, metal emekçilerinin en korunaklı yapısı haline getirdi” dedi.
DİSİPLİN KURULLARINDA 14 KADIN ARKADAŞIMIZ VAR
Erkek çalışanın yoğun olduğu bir iş kolunda faaliyet gösterdiğimize dikkat çeken Altundağ, bu nedenle Türk Metal’in en önemli özelliklerinden biri olan kadın üye sayısının her geçen gün biraz daha artmasından ve kadın üyelerimizin sendikamızın çeşitli kademelerinde sorumluluk almalarından son derece mutlu olduğunu ve bununla gurur duyduğunu belirtti. “Bakın bugün itibariyle bir kadın şube başkanımız, şubelerimizin yönetim kurullarında 10 kadın arkadaşımız, şubelerimizin denetim ve disiplin kurullarında 14 kadın arkadaşımız var. Gururla ifade ediyorum ki erkek yoğun bir işkolu olmamıza rağmen 16 kadın baş temsilcimiz, 124 kadın temsilcimiz var. Bu tablo bize gurur veriyor. Güç ve umut veriyor. Çünkü temsilci ve şube yönetimindeki kadın üyelerimizin sayılarının artması, gelecek yıllarda çok daha fazla sendikasız kadın işçinin sendikalı olması demektir. Bu yalnızca Türk kadınının güçlenmesi anlamına gelmez. Bu aynı zamanda Türkiye’nin de güçlenmesi, içinde bulunduğumuz yüzyılda daha sağlam ve emin adımlarla yürümesi anlamına gelir. Bir sendikacı için bundan daha büyük bir mutluluk olabilir mi? Elbette olmaz” diyerek sözlerini tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.