Kardeş acısı, hiçbir şeye benzemiyor!
MÜMTAZ VE ZEYNEP TORUNLU: “KARDEŞİMİZ EYÜP, GENÇLİĞİNE DOYAMADAN, TOPRAĞIN KARA BAĞRINA DÜŞTÜ! ÇOCUĞUNU GÖREMEDEN BU DÜNYADAN GÖÇÜP GİTTİ”
İMAM HATİP LİSESİ’Nİ ÇOK İSTİYORDU
1969 yılı Kırıkkale’nin Keskin ilçesine bağlı Ceritmüminli köyü nüfusuna kayıtlı. 6 çocuklu bir ailede maddi imkânsızlıklar içerisinde büyümüş şehit Uzman Onbaşı Eyüp Torunlu, mesleğe başlamadan önce kardeşlerine her zaman kol kanat germiş ve ailesinin her zaman destekçisi olmuş. Çok istediği İmam Hatip Lisesi’ni kazandıktan sonra ailesiyle birlikte Kırıkkale’ye taşınmış. Yıllar önce kaybettiği baba acısını içerisinde taşıyan torunlu, lise eğitimini bitirdikten sonra askeri sınava girerek Uzman Çavuşluğa ilk adımını atmış oldu. 21 Haziran 1993 yılında Muş’un Malazgirt ilçesinde mayına basarak şehit düşen Torunlu’nun hikayesini
ağabeyi Mümtaz Torunlu ve şehit ablası Zeynep Torunlu anlattı.
KARDEŞİM, PEYGAMBER SÜNNETLİ DOĞDU
Kardeşleriyle birlikte köyde büyüdüklerini dile getiren şehit ağabeyi Mümtaz Torunlu, kardeş özleminin asla geçmediğini ve geçmeyeceğini dile getirdi. Çocukluk yıllarını çok özlediğini dile getiren Torunlu, “Eyüp çok farklı birisiydi. Sevgisi, saygısıyla herkesin gönlünü kırmamaya özen gösteren bir çocuktu. Uzman çavuşluğu çok istiyordu, sınavlarına girdi ve kazandı. Ardından eğitimini alarak görev yerine gitti. 11 aylıkken Ağrı’da operasyon dönüşü Muş’un Malazgirt ilçesinde aracın mayına basmacı sonucu şehit düştü. O gün tam üç tane şehit verdik, 11 tane de askerimiz yaralandı. Bizlerde şehitler ailesine katılmış olduk” dedi.
AİLESİNE ÇOK BAĞLI VE SEVGİ DOLUYDU
Kardeşinin şehit olduktan 1-1,5 ay sonra çocuğunun olduğunu söyleyen Torunlu, “Kardeşim evliydi ve bir çocuğu var. Şehit olduktan kısa bir süre sonra çocuğu dünyaya geldi. Babam çok geçmiş yıllarda vefat etmişti. Babamın vefatından sonra kardeşim hep bizlere bakmak için bir mücadele içerisinde oldu. Eyüp doğduğunda Peygamber sünnetliydi. Bu durum sanki şehit olacağının da bir göstergesi gibiydi. Vatanına ve milletine bağlı bir çocuktu. Her zaman ben asker olacağım diyordu ve asker oldu. Allah bizden daha çok seviyormuş ki yanına aldı.”
ANLATILMAYAN, TARİFİ OLMAYAN BİR ACI BU!
“Ben evlendikten sonra kardeşim annemle beraber kalıyordu. Bir gün kavga ettiği haber geldi. Biz koşarak yanına gittik bütün kardeşler. Sonra kavga etmediğini, başka bir kavgayı ayırdığını öğrendik. Ardımızdan annemizde koşarak geldi ve o gün Eyüp, “Eğer ben kavga etsem demek ki hepiniz koşarak geleceksiniz” diyerek bize sarıldı ve ağladı. O günü hiç unutamıyorum. Biz kardeşiz, tabii ki koşarak geleceğiz dedik ve bizde sarılarak ağladık. İnsan kardeşini kaybedeceğine ihmal vermiyor. Ama bu başımıza geldi, gerçekten anlatılmayan, tarifi olmayan bir acı bu.”
BU ACIYI İLİKLERİNE KADAR HİSSEDİYORSUN
“Şehit olduğu haberini aldığımda insan yıkılıyor, sanki dünya başıma yıkılmıştı o an. Kardeş acısı çok ayrı bir duygu. Yetişme tarzımız kardeşten öteydi. Babamız vefat edince küçükler bizim elimizde büyüdü. Baba edasıyla, bir anne edasıyla kardeşimizi toprağa koyduk. Bu acının tarifi yok, iliklerine kadar hissediyorsun. Bizler birbirine çok bağlıydık. Allah bizden daha çok seviyormuş yanına aldı. Sabretmekten, ahiret gününü beklemekten başka bir çaremiz yok. Şuan çıkıp gelse dünyalar benim olur, ama gelmeyeceğini biliyorum, bu imkansız bir şey. Herkesten bu vatan için sözde değil, özde şekilde vatana sahip çıkmalarını istiyorum. Bu vatan hepimizin, bu toprak hepimizin” dedi.
GENÇLİĞİNE DOYAMADAN TOPRAĞIN BAĞRINA DÜŞTÜ
Kardeşi Eyüp Torunlu’un asker olmayı çok istediğini ifade eden şehit ablası Zeynep Torunlu, “İmam Hatip Lisesi ve asker olma hayali vardı. Bunun ikisini de kazandı. Benim kardeşim gençliğine doyamadan kara toprağın bağrına düştü. Gençliğini asla yaşayamadı. Bizimde her zaman bir yanımız eksik kaldı, kardeşimize olan sevgimiz içimizde bir uhde kaldı. Çocukken oyunlar oynar, bugünlerin güzel hayallerini kurardık. Kardeşimizin asla şehit olacağını düşünmezdik. Kardeşlerimizi bir gün göremezsek duramazdık. Kardeşliği yaşayamadık ondan sonra da şehit oldu çok genç yaşta şehit oldu. Bir tane çocuğu kaldı karısını sevip almıştı. Gençliğini yaşayamadı” dedi.
ONUN YOKLUĞUNA ASLA ALIŞAMADIK, ALIŞAMAYIZ
İlk haber geldiğinde dünyamız yıkıldı diyen abla Torunlu, “Onca yıl geçmesine rağmen acısı halen aynı. İsmi geçtiği zaman ya da bir fotoğrafını gördüğümüz zaman o acı aynı acı. İnsanın kardeşini kaybetmesi çok garip bir duygu. Yaralandı dediler, hastaneden bir ümit gelecek diye bekledik. Gelmedi gitti giden gelmiyor. Onun yokluğuna alışamadık. Böyle andığımız zaman geri gelecek gibi bekliyoruz ama gitti. Kardeşim şuradan çıkıp gelse dünyalar benim olurdu. Göreve başladı, 11 ay sonra şehit oldu, kendi çocuğunu bile göremedi” dedi.
Haber: Ahmet Gökdemir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.