Ekonomide yaşananlar, doların yükselmesi, rahip Branson bahanesinin arkasında yatan tek gerçek dili, dini, örfü bir olan bir çok Türk devletinin yer altı zenginlikleridir. Son zamanlarda Türk devletleri ile olan yakınlaşmamız, İran ile gelişen ticari faaliyetler, Türkiye’nin Suriye’de terör ile mücadelesi, kurgulanmış dünya siyasetini alt üst etmiş, planları bozmuş, köleleştirilmek istenen Milletimizin başarısının elinden alınmak istenmesi bizleri bu günlere getirmiştir.

Turan kavramının Kızıl Elma ülküsü ile hızla hayatımıza geçtiğini gören Türkiye’nin ilerlemesini istemeyen ülkeler ekonomimiz ile oynamaya başlamışlar ve son bir yılda ülkemizde yüzde yüz devalüasyonun olmasına sebep olsalar da bu milletin bu kışı atlatacaklarını unutmuşlardır. Hatırlatırım ki yüce milletimiz bu kışı atlatır ama yediği ayazı asla unutmaz.

Genetiğimizi tam çözemeyenlerin oynadıkları oyun şunu göstermiştir ki; bu ekonomik saldırı bizleri ve bizim gibi olanları bir araya getirmiş, daha da kuvvetlendirmiştir. İç siyasette tabanda bir birine zıt fikirlerin, mesele Millet olduğunda sergiledikleri birlik ve beraberlik dünyayı kıskandıracak boyuttadır.

Yıllardır egemenlik haklarından taviz vermeyen, köleleştirilemeyen, ayaklarına pranga vurulamayan bu millet aç kalmayı göze alır ama asla Allah’tan başkasına köle olmaz. Tarihimizden haberi olmayanlara tekrar hatırlatırım ki geçmişimizi tekrar inceleyin. Geçmişimiz köle olmayacağımızı açıkça dünyaya haykırmaktadır.

1453 yılında eski çağı kapatıp yeniçağı açan bir millet olarak biz varken siz yoktunuz. Bu millet Allah’ın yardımı ile var olmaya devam ederken sizler yok olacaksınız. Bu millet Zülüm ile ayakta kalınamayacağını bilir, adalet ile yıllardır ayakta kalan bu yüce milletimiz dünya insanlarının kalbinde iz bırakmış yerini almıştır.

Üstad Necip Fazıl Kısakürek’inde dediği gibi;

Milletim sevinin, başlar yüksekte!

Ölsek de sevinin, eve dönsek de!

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir.