Alaaddin Güneşer

Alaaddin Güneşer

Nasılsınız?

     Nasılsınız diye sormak neredeyse dilimizde, sözlerimizin başlangıcı, iletişimimizin ikinci kelimesi olmuş adeta. Sürekli sorarız karşılaştığımız insanlara. Derdini söyleyene sanki çözüm üretecekmiş gibi. Ehli irfan derki nasılsınız diye sorduğunuzda derdine çare olmayacaksanız eğer bu münafıklıktır demiş. Ne de güzel söylemiş değil mi.

     Derdine ortak olmayacağınız birine nasılsınız diye sormak, yarayı deşmektir, acıyı tazelemektir, karşınızda ki insanın zayıf yerlerini öğrenmeye çalışmak demektir elbette. Peki nasılsınız yerine nasıl bir yaklaşımda bulunmak gerek diye bir soru çıkıyor önümüze. Bence selamdan sonra iletişimin devamı ''günün nasıl geçiyor'' sorusu olsa gerektir.

     hal hatır etme niyeti ile karşınızda ki insana nasılsınız diye sormak, sorumluluktur, dilediklerine ortak olmaktır, çözüm üreteceğim demektir. Nasılsınız sorusundan sonra sorunların ağırlığını duyunca birde kaçmak için gösterilen çabada soru soranın yapısını açıkça ortaya koymakta, dil ucuyla sorulan bu soruda gösterilen tepki adeta soruyu soranın kendi hareketleri ile kendi yalancılığını tescillemekte.

     Nasılsınız sorusunu sormak için cömert olmak lazımdır, dertli bir gönle sahip olmak lazımdır, yardımlaşma duygusu ile yaşam sürmek lazımdır, paylaşmak lazımdır değil mi.

     Nasılsınız sorusunun karşılığı; Peygamber söylevi ile ''dünyada ki bütün Müslümanlar kardeştir ayağa diken battığında baş bu acıyı hisseder'' hasisi şerifi değil midir. Nasılsınız sorusu insanın imanın muamele olarak göstergesi ve kişiliğinin aynasıdır.

     Nasılsınız sorusu sorum aldığı cevap karşılığında elinden geleni yapan insana cömert denir. Cömert değilsen sorma, sorup ta rezil rüsva olma. Nasılsınız sorusu azı paylaşma, zaman ayırma, ağrıyı dindirme, açlığı paylaşma yada beraber tok olmaktır. Bizler Allah'a karşı her hürlü hata ve kusur içindeyken yaptığımız dualarımıza icabet ederken neden biz dil ucu ile söylediğimiz ve sonra pişmanlık duyarak kaçanlardan oluyoruz acaba. Vesselam.......

Bu yazı toplam 20 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alaaddin Güneşer Arşivi