Alaaddin Güneşer
Bir bilseydiniz ne de çok severdiniz
İnsan bilmediğini sevmez, ön yargısı olursa bilmediğine ve tanımadığına da düşman olur, alay eder, değer vermez, iç güdüleri doğrultusunda hareket eder, zanla yaklaşır, yüzüne karşı konuşma cesareti olmaz, gıybetini eder, içten içe kin besler. Yakın ve uzak tarihin bu gibi vakalar ile dolu olduğunu bilir ama aynı gaflete kendi düşer. Bu tip yaklaşımlar bilgisizliğin, cehaletin ve cesaret yoksunluğunun göstergesidir biliyor musunuz.
Bilgisinden şüphe duymadığınız, yaşantısından emin olduğunuz, söylevlerinde en ufak bir yanlış bulamadığınız, vefasına saygı duyduğunuz, acı ve tatlı hatıralarınızın bulunduğu, zorda olanlara gücü nispetinde yardımcı olan, siz beni bıraksanız da ben seni bırakmam diye sevdiklerinin gönüllerine su serpen, hatırlayan, soran, ziyaret eden, gönül kırmaktan imtina ettiği için çoğu zaman susan bir gönül insanıdır o. Hüsnü zamanla yaklaşsanız, hakikatleri ağzından bir dinleseniz eminim NE DE ÇOK SEVERDİNİZ.
Bildiğini paylaşmaktan korkmayan, mütevazi, günümüzde eşine az rastlanılan haya timsali, yük alan, iç rahatlatan, günümüz yaşayanları için huzurlu bir yaşamın rehberi, kirlenmiş gönüllerin saadeti, yorulsa da üzülse de sevdiklerine belli etmeyen, ayıp kapatmaya çalışan bir aşıktır o.
Sizlere göre eksikleri yok mu dur elbette eksik her insanda mevcut. Ama inancımız eksiklerimizler bir birimizi sevmeyi emretmez mi. İnandığımız yıllarca aşkından göz yaşı döktüğümüz, rüyalarımızda görmek için çabaladığımız Peygamber Efendimiz ''bir insana küfretmeyin ağır konuşmayın gün gelir yüzüne bakamasınız utanırsınız ''buyurmamış mı.
Yol tekdir demiş büyüklerimiz elbette öyledir. Yol tek ise yolda yolcunun çok olması, yol doğru ise yolda giderken kimin yanında olduğunun önemi elbette büyük önem arz eder lakin sizin küçük gördüğünüz, aşağılamaya çalıştığınız, ardında gıybet edip iftira ettiğiniz kişi ve kişiler ya sizin yoldaşlığa layık görmediğiniz o insanla aynı yolda ve beraberlerse yüzlerine nasıl bakarsınız.
Aşıksan vur saza şoförsen bas gaza diye bir tabir vardır halk arasında, bizde bu sözü yıllarca şöyle anladık ''aşıksa vur kalbe değilsen dur de dile''. Dile dur diyemez isen eğer bir hadiste Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki ''İnsanın ne gelirse başına ekserisi dilindendir'' hadisi muhatabın olur. Tanımadan sevilmez, yola çıkmadan tanınmaz, sır paylaşmadan yoldaşlık olmaz.
İnsanın başına gelen musibet ve belalar insanın kendi talebidir bu da zannımca iki kısma ayrılır. ''Sevgi yolu ile gelen musibet ve belalar insanı sevdiğine yaklaştırır''. Dil ve beden yolu ile gelenler ise insanı hem insandan hem de sevdiğinden uzaklaştırır. Bilineni tekrar etmek, hatırlatmak, hafızalara kazımak için sevdiğinizi tanıyın. Tanıyın ki yol alın, yol alın ki yolda kalmayın. Yolda olanlara da iftira etmeyin, yoldaş olun.
Ben gelmedim dava için,
Benim işim sevdam için.
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim.
Bilinmelidir ki sevdiklerim sevenlerin başına gelenlere sevinmez üzülürler. Sizler bunu bilseniz de üzülürler, bilmeseniz de üzülürler. Mümin müminin başına gelene sevinir mi hiç, ona beddua edermi, kötü zan besler mi, elbette beslemez. Peygamber Efendimiz ‘’Müslümanlar bir vücudun parçaları gibidir ayağa diken batsa baş bu açıyı hisseder’’ buyurmamış mı. Kötü zan ve beddua Müslümanın işi değildir vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.