Alaaddin Güneşer

Alaaddin Güneşer

Sahte mi gerçek mi? Nereden biliyorsunuz!

     Bir insan hakkında, insanın kendi çıkarları doğrultusunda verdiği kararlar, heva ve heveslerine uyarak insanların akıllarına değişik fikirler sokmak, insanları gruplaştırmak, sınıflara ayırmak, insanları birbirine düşman ilan etmek, kırmak, üzmek, incitmek Türkiye Cumhuriyeti, toplum örf ve adetlerine ve İslam ahlakı ve edep kurallarının hiç bir yerine sığmayan insanlar tarafından da kabul görmeyen bir davranış şeklidir.
     Yolculuk yapmadığınız, alışverişte bulunmadığınız, emanet alıp vermediğiniz, doğru düzgün sır paylaşmadığınız bir insanın ahlak ve ruh yapısı hakkında sahtecilikle suçlamada bulunmak , zan sahibini gülünç durumdan başka bir duruma düşürmez. Ahlak öğretisinde almış olduğu derslerin tamam olmadığını, eksikliğini ve davranış bozukluğunun açık bir göstergesi olsa gerek.
     Sevmeye bilirsiniz, kabul etmeye bilirsiniz, saygı göstermeye bilirsiniz bunlar sizin taktirinizdir. Lakin unuttuğunuz bir şey var; yanında  SEVEN, TAKDİR EDEN, YANINA YOLDAŞ OLAN, FİKİRLERİNİ KABUL EDEN, TAVSİYELERİNE UYAN, SÖZLERİNİ DİNLEYEN, GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİNİ KABUL EDEN birilerinin olması saygıyı hak ettiğinin açık bir delili değil midir.
     Edepten bahsetmek gerekirsek, edep anlatan insanların edep kurallarının dışına çıktığı, haddi aşan cümleler kullandığı, iftiralar attığı, yalan cümleler kurduğu, insanların yaşam ve düşüncelerine müdahalede bulunduğu yazdıkları yazılara ve söylevlerine yansımaktadır.
     Allah'ın insanda kalp denilen et parçasına sığdığını anlatanların, o kalbi kırmaları belki kalp sahibini değil de o kalbi sevenleri kırdığı açıkça görülmektedir. Bizler isteriz ki hüsnü niyet içinde sahip olunan hazineleri paylaşmak güzelden daha güzele ulaşmak, edep ve ahlak içerisinde daha olgun bir şekilde yaşam kalitesini yükselmek ve yüce olanı daha da yüceltmek amacımız olsun.
     Kim kimi ne kadar seviyor nereden biliyorsunuz. Doktorun hastasına olan tedavi metodunu doktora sormadan nereden bilirsiniz ki. Elbette bilemezsiniz. Çok konuşmak, konuştuklarının gereğini yaşamayanlar için güzel bir hayatın deliliği değildir. Güzel olan dilin susması yaşantı ile bedenin konuşmasıdır.
     Tavsiyem odur ki zaman kısa, ölüm ne zaman gelir bilinmez. Hayatımızı kırarak geçirmek yerine, boş sözlerle zaman öldürmek yerine, insanları yanlış zan ve düşüncelere sürüklemek yerine, şimdi hayatımızı hizmet etmek, kalplerden çıkmak yerine kalplere girmek, bir birimizi gözetmek, sıkıntı olmak yerine sıkıntılarla baş etmek için kullanma zamanıdır.
     Kim ne derse desin seven sevdiğinden asla vaz geçmez. Kalplere sevdirende kalpten sevgiyi alanda Allah değil midir. Allah'ın verdiğini insanların kalplerinden söküp almaya çalışmak insanı Allah'a karşı gelip acilleştirmekten başka bir işe yaramaz.
     Yumuşak huylu olmak sevilmenin kapısını açmaz mı. Allah Peygamber Efendimizin kalbine sevgiyi koymasaydı alemde bu kadar canlı şuan da Peygamber Efendimizi seviyor olmazdı. Allah'ın kullarında ricam odur ki; Akdedin, görün, bilin, gayret edin, çalışın. Kabullenemiyorsanız içinize dönün, kusur aramak kusurlunun işidir. Bizlere kendi kusurlarından başka kusur göstermeyen Allah'a hamdu senalar Rasulu edibine sonsuz selatü selam olsun.

 

Bu yazı toplam 19 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alaaddin Güneşer Arşivi