Yıllar yılları geçeli çok şey değişti, farkında mısınız bilmiyorum!
Lakin; farkında olan vaaar, olmayan var anladım.
İktidarlar değiştikçe, memleketin ve de ülkenin yörüngesi kaydıkça hem insanlar hem de hayatlar değişiyormuş geç farkına varılmış olsa da.
Öyle ki; 
Geçmişini unutanlar,
Geleceğinin farkına varmayanlar,
Yerini yurdunu anlamayanlar,
Eşini dostunu bilmeyenler karışmış birbirine.
Mühendis olmuş hayattan, çevreden ve de taşıdığı diplomadan haberi yok.
Avukat olmuş ona keza.
Gazeteci,
Matbaacı,
Ayakkabıcı,
Kıraathaneci (Kahvahaneci),
Boyacı,
Tatlıcı,
Kapıcı,
Börekçi,
Meyhaneci,
Otelci,
Davulcu,
Kitapçı,
Reklamcı,
Hurdacı,
Kaportacı,
Tamirci,
Acilci,
Sağlıkçı,
İğneci,
Pavyoncu,
Büfeci,
İplikçi, derken ki mesleklerle birlikte mesleği icra edenlerde birbirine karışmış vesselam.
Zaman içinde avukat meyhaneci, 
Ayakkabıcı,
Matbaacı,
Kahvehaneci,
Kapıcı, gazeteci olmuş.
Yine zaman içinde;
Meyhaneci,
Davulcu,
Kitapçı,
Pavyoncu,
Avukat ve diğerleri tabiatıyla kendi meslekleri haricinde başkaca mesleklere yönelmiş günümüz şartlarında doğal olarak.
Zaman geçmiş, günler ve yıllar uzamış olsa da bilinen tek bir şey var ki, ayakkabıcı ayakkabıcı, matbaacı matbaacı, avukat avukat, hurdacı hurdacı, tamirci tamirci, pavyoncu pavyoncu, kahvehaneci kahvehaneci, gazeteci gazeteci olarak kalmıştır hep zihinlerde.
Ben bir şey söyleyeyim mi?
Meslekleri ve insanları dejenere eden, aslında farkında olarak yada olmayarak yaşanan gerçekler bence.
Peki, gerçekler nedir diye sorusuna arayacağımız cevap nedir diyecek olursak, aciz hane vereceğimiz cevap şu olmalı bence.
Sosyal hayat çekilmez hale gelmiş,
Mahalle baskısı artar olmuş,
Üniversiteli mezun olmuş, iş bulamamış.
Avukat diplomasını almış, büro açmış iş yok.
Gazeteler kapanmış, işsiz gazeteci artmış.
Pavyoncu anadan babadan kalma varlıkla iş değiştirmiş tutmamış.
Hurdacının yapacak başkaca yeteneği yok, kalmış öylece.
Kahvehaneci, matbaacı, ayakkabıcı sarılmış hep bir koldan başka alanlara.
Tutturan olmuş ama sakal altından kurtulamamış ayakta kalmayı becermiş, tutturamayan ise haysiyetinin peşinde kaderine razı.
Yani diyeceğim odur ki, 
Bu hükümet ne tatlıcıya,
Ne gazeteciye,
Ne matbaacıya.
Ne hukukçuya
Ne pavyoncuya,
Ne kapıcıya,
Ne davulcuya,
Ne kahveciye,
Ne de ayakkabıcıya yaşam alanı bıraktı.
Hayat şartları ve geçim zorluğu;
İnsanları, 
Ustaları, 
Meslekleri, 
Hayatları, 
Yaşamları, 
Karakterleri,
Şahsiyetleri perişan etti. 
Sonuç itibarıyla; 
Gazeteciden tatlıcı,
Ayakkabıcıdan Gazeteci,
Matbaacıdan iğneci,
Kitapçıdan avukat olursa bu ülkede, diplomasız uzmanlarla yönetilmeyi hak ediyoruz demektir.