Ahmet Gökdemir
Kırıkkale’nin hizmetkârı olacağım (!)
Türkiye, 14-28 Mayıs seçimlerinin ardından Yüksek Seçim Kurulu’nun belirlemiş olduğu takvim doğrultusunda 3-4 ay sonunda yani 31 Mart 2024 yılında Mahalli İdareler Seçimi için yeniden sandık başına gidecek.
Bu süreçte her ilde, ilçede ve beldelerde vatandaşına daha iyi hizmet sunabilmenin hedefinde olan aday adayları süreci tamamlanan partilerde gerekli başvuruların yaptı ya da süreci devam eden partilerde başvurularını yapmaya devam ediyor. Bu süreç doğal olarak İç Anadolu Bölgesi’nin bozkır şehri Kırıkkale’de de hissediliyor.
Siyasi kulislerin hareketlendiği, genel merkezin adeta iğne atsan yere düşmeyeceği hale geldiği şu günlerde, aday adayları çeşitli vaat ve projeleriyle sahada yer alıyor. Adaylıkların açıklanmasıyla birlikte siyasi partilerin yanı sıra vatandaşın kapısını çalacak olan ‘Belediye Başkan Adayları’ başkanlık koltuğuna oturmak için gecesini gündüzüne katacak.
Şimdi gelgelelim Kırıkkale’ye. Gerçekten de hep şunu merak ediyorum. Kırıkkale’nin il olmasında öncü olan, MKE fabrikaları için arsalarını bağışlayan merhum Hüseyin Kahya Hiçyılmaz bugünün Kırıkkale’sini görse ne derdi? Ve yine Kırıkkaleli herkesin bir kez dahi olsun izlediği merhum Barış Manço’nun tabiriyle “Kırıkkale milenyum yılında milyonlarca nüfusun yaşayacağı bir şehir olma yolunda” sözüyle günümüzde ters düşen ne var? Gerçekten de merak ediyorum Kırıkkale iyisiyle kötüsüyle neden istediği konuma gelememiş? Ya da istediği konumda mı?
Eğer ki bugün Kırıkkale istediği konumda değilse, geçmişten bugüne kadar bürokrat, siyaset, hangi makam mevkide bulunan yetkili varsa onların vebali vardır derim! Dedim ya yine bir seçim dönemindeyiz yıllardır aynı söylemler artık halkın dilinde klişe haline geldi. ‘Kırıkkale’nin hizmetkârı olacağım.’ Cumhuriyet şehir olan Kırıkkale’nin il olduğu günden bugüne gerçekten de kim hizmetkar oldu? Kim bu memlekete sevdalı oldu?
Savunma sanayisiyle, güzergahıyla her alanıyla, elleri helal kazanç için nasır tutmuş bu şehrin insanlarına ihanet etmeyin bırakın artık. Gerçekten Kırıkkale sevdalısıysanız kavgalarınızı, küskünlüklerinizi bir kenara bırakın. Bu şehrin damaklarda unutulmayan lezzeti bulgur pilavının etrafında oturun. Birliktelik sergileyen pozlar verin. Sizleri o koltukları teslim eden insanların çocuklarının kaderiyle oynamayın.
Sizin çocuklarınız sizlerin sayesinde güzel makamalar gelebilir, güzel okullarda okuyabilir. Ama sizleri koltukları teslim edenleri elinizin tersiyle görmemezlikten gelmeyin. Caddesinde, sokağında, köyünde pazarında gezin. 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde artık bu şehirde kavgalarınız değil, unutulmayan devasa yatırımlarınız konuşulsun! Ha şunu da unutmayan belirteyim. Söz verip kandırdığınız bu insanların çocukları, gün gelecek kader çizgisinde sizlerle elbet karşılaşacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.