Hayatınızdan yemeğin tuzunu, çayın şekerini, kullanmadığınız eşyaları, boşa geçirdiğiniz zamanı, gereksiz harcamaları azaltın, gülümsemeyi, sevmeyi olumlu düşünmeyi, içtiğiniz su miktarını, çocuklarla geçirdiğiniz zamanı, teşekkür etmeyi, güzel söz söylemeyi ÇOĞALTIN.
Günlük hayatımızda her şeyin mükemmel gitmesi kimse için zirveye ulaşmamıştır. Ulaştık diyelim bir insan oğlu nankörlüğümüzden ondan bile sıkılırız. Evet zahmet edip bazen ayağa kalktığımızda oturmak, çok oturduğumuzda kalkmak isteriz. Yani her şey tersiyle meşhurdur. Dünyanın doğusu ve batısı olduğu gibi, gecenin gündüzü olduğu gibi, hüznünde sevinci olduğu gibi.
Gençlikte yapmak istediklerimizi yapamadığımızda yaşlılıkta toruna torbaya anlatır dururuz. Ya da  yaptıklarımızı örnek teşkil etsin dilden dile dolaşsın isteriz. Hayata bir bakış açısıyla baktığımızda her şeyi aynı görürüz. Aslında milyon tane bakış açısından sadece birini tercih ederiz çünkü o bize yarayandır. Allah hüznü korkuyu yaratmasaydı. Önüne gelen bir vahşi hayvandan korkup kaçmaz ona yem olurduk. Hep mutlu olmak bile insan oğluna zıt bir kavramdır. Yani hüzün duygusunu bilmeseydi annesi babası evladı ya da bir yakının cenaze töreninde sadece mutlu olur gülerdi, bu da ne tuhaf bir durum olurdu düşünsene. Bunları kavramak derdi verenin sana ne kadar özverili davrandığının kanıtı bir bakıma. Adem oğlunu Allah özlem duygunu çeksin diye dünyaya göndermiş. 
Adem peygamber hep cennette Mevla'nın baş ucunda olsaydı hiç onu özler miydi ,ona aşkı artar mıydı, ona şükrü yaşar mıydı? Hepsi birer nimet. Peki ya hüznü yaşarken bir insanı mutlu etmenin verdiği haz duygusunun vesilelere bağlı kalarak Allah rızası için onun gülümsemesini sağlayacak duygunun tersi bir durum var mı sanırım işte bunun yok. Ben bulamadım...
Çalıştığım okulda yapılan etkinlikler var malum özel sektörün gayri ihtiyarı olumsuz yanları mevcut. Mesela mesleğini icra ederken yapmak istediklerin kısıtlı şeyler oluyor. Bende ne yapabilirim diye düşünürken bir kapı açtı Rabbim. Hem de öyle kapı ki insanların Allah razı olsun duasını kalbime işleyen bir durum. Şuan daha tam anlamıyla başlayamasak ta onların sesine ses olmak hayata bakış açılarını olumluya çevirmek, meslek elemanı olmalarını sağlamak yolunda ilerliyoruz. Mevla izin verirse de meşguliyet terapisi niteliğinde olacak her şey ve bana edecekleri duanın teslimiyeti herhalde bir ömür yeter. Kulun kula duası makbul olandır ya iste onların cennet insanları olacaklarını düşünürsek engellerinin imtihanlarını sorgusuz sualsiz alıp cennete koyan Mevla'nın melekleriyle bana gelmiş gibi mutlu olacağım...