Son Şans

Yine Dünya'da sonsuz kalacağını düşünerek sabah uyandın. İş yerinde bir türlü bitemediğin evrak işlerinde aklın. Bir bitirsen bir terfi etsen yılların hasretini çektiğin yazlığını alacaksın. Ayakkabı ve kemer kombinine en çok yakışacak takımını seçtin. Evden mutlu şekilde çıktın, güneş tamda tependen vurunca bir baş ağrısı aldı seni ama bu sebepten dolayı işe geç gidemezdin. Çünkü çekler seni bekliyordu. O güzel arabanın tuşuna bastın ve bütün camlar sen gelmeden açılmıştı. Ama ilk ışıklarda başındaki sancı birden kalbinde çarpıntıya dönüştü. Ellerin direksiyonda titremeye başladı halinden anlamayan arkandan basılan kornolar seni çıldırtıyordu. Güneş tependeydi ama bu sefer gözlerinden anlam veremediğin bir karanlık. Tekrar ışığa kavuştuğunda hastanede olduğunu anladın. Giderek vücudundan kanın çekildi ve üşümeye başladın sanki ameliyattaydın. Annen ameliyat masasının etrafındaydı. "Allah'ım ne olur şimdi olamaz. 
 "Azrail ruhunu bedeninden ayırmaya gelmiş birazdan imam hayatında duyabileceğin en acıklı Kur'anı okuyacak. En sevdiklerin üzerine en çok toprak atanlar oldu. Gardırobunda giyecek onca alternatif varken neden kefen. Çığlıklarını kimse duymuyor. "Bu aceleniz nedir söylesenize yoksa bu gördüklerimi görmüyor musunuz? Sende mi anne üzerime toprak atıyorsun? Gözünün bebeğiydim hani. Pişmansın ama elden ne gelir artık. "Ben Rezzak'ım" dedi. " Rızkına kefilim." dedi. 
Ama sen dinlemedin. Çekte adı yazılı olanları razı ettin. Rabbimi razı etmedin. Ne geçtin eline? "Rabbim! Lütfen bir şans daha ver sana söz bu baş bu secdeden artık kalkmayacak. "HAYIR! Bu film bir kez çekilir. Nihayet onlardan birine ölüm gelince: "Rabbim beni dünyaya geri gönderiniz ki terk ettiğim dünya da Salih bir amel yapayım der." HAYIR! Bu sadece onun söylediği boş bir sözden ibarettir. Kalbimin atışını elimde hissettiren iki mavi göz var. 
Hep ismini duyduğum Münker ve Nekir işte bunlar. "Annem sesimi duymuyor musun? Hani sen bana kıyamazdın ben şimdi azap çekiyorum hani neredesin neden sınava kaldırdın da o sabah namazlarına kaldırmadın. Beni hiçbir kavgada yalnız bırakmazdınız kardeşlerim. Neden yoksunuz? Sevgili eşim evin her köşesini en güzel şekilde döşedin neden ruhuma ufacık tablo bile asmadın neden Rabbimi tanımak için sohbetlere gidiyorum diye bana naz yaptın ki yoksa kabrinin evindeki kolduk takımı kadar değeri yok muydu söylesene." Şimdi anlıyorsun değil mi? Mesele dünyada iken Allah diyebilmek kabirde her türlü söyletirler.
 

Bu yazı toplam 71 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hatice Akgül Arşivi

Yalan

27 Nisan 2023 Perşembe 12:10